Uluslararası Sitler ve Anıtlar Konseyi (ICOMOS) Sualtı Kültür Mirası Komisyonu Genel Sekreteri Doç. Dr. Hakan Öniz, keşifle ilgili yaptığı açıklamada; Geçen hafta Alanya yakınlarında 2 bin yıl öncesine ait iki gemi batığı bulduklarını dile getirerek, gemilerin zeytinyağı ve şarap yüklü olduğunun anlaşıldığını söyledi.

Antalya ve Mersin kıyılarında arkeolojik su altı tespit çalışmaları yürüten ICOMOS Sualtı Kültür Mirası Komisyonu Genel Sekreteri Doç. Dr. Öniz, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nin izniyle, bugüne kadar tespit ettikleri 110 batığa yenilerinin eklendiğini belirtti.

Doç. Dr. Öniz, geçen hafta buldukları batıklardan birinin M.Ö. 1'inci yüzyılda Alanya yakınlarındaki Syedra Antik Kenti'ne gitmek isterken fırtınaya kapılıp, kayalıklara çarpan gemiye ait olduğunu ve kente zeytinyağı ile şarap getirdiğini, diğer geminin ise M.S. 10'uncu ya da 11'inci yüzyıllarda, Alanya yakınlarındaki Ptolemaios Antik Kenti'ne balık sosu getirirken fırtınada sığlıklara çarparak battığını söyledi.

"Şarap ve zeytinyağı taşıdığını tahmin ediyoruz"

Doç. Dr. Öniz, "Syedra Antik Kenti'ne gitmek isterken, kıyıya çok yakın noktada batan gemideki yükün şarap ve zeytinyağı taşıdığını tahmin ediyoruz. Çünkü yükünün amforalar olduğunu gördük" dedi.

Diğer geminin ise Ptolemaios Antik Kenti'ne balık sosu getirirken, battığını aktaran Doç. Dr. Öniz, bu batıkta genellikle balık sosu taşınan testi kırıkları tespit ettiklerini ve bunlardan sağlam örneğin Alanya Müzesi'ne teslim edildiğini belirtti.

Yıllardır sürdürdükleri çalışmalarda Türkiye'nin Akdeniz kıyılarında Tunç Çağı'ndan itibaren denizciliğin, deniz ticaretinin, denizde yaşanmış savaşların, kıyılarda kurulmuş antik kentlerin ve antik limanların incelemelerini gerçekleştirdiklerini kaydeden Doç. Dr. Öniz, "Bu çalışmalar sırasında deniz tabanındaki arkeolojik batıkların bulunması bizim görevlerimiz arasında" dedi.

"Uluslararası personelle çalışıyoruz"

Doç. Dr. Hakan Öniz, çalışmaları Akdeniz Üniversitesi'ne ait arkeo gemisi ve 20 kişilik uluslararası ekiple yürüttüklerini, ileri teknolojiyle çalıştıklarını söyledi. Doç. Dr. Öniz, çalışmalara Türkiye'den ve UNESCO Sualtı Arkeolojisi Network aracılığıyla İspanya, Mısır, Polonya ve Portekiz'den yüksek lisans öğrencilerinin katıldığını da kaydetti.