Antalya’nın tarihî kültür havzaları içerisinde önemli bir yere sahip Elmalı ilçesinde 2006 yılından bu yana 14 yıldır Sinân-ı Ümmî kültür ve sanat etkinlikleri çerçevesinde konferanslar, sempozyumlar ve tasavvuf musikîsi konserleri düzenleniyor. Elmalı Kaymakamlığı, Elmalı Belediyesi, Akdeniz Kültür Eğitim ve İletişim Kulübü (AKİK) ve Sinân-ı Ümmî Kültür ve Sanat Derneği’nin birlikte başlattıkları faaliyetlere, bünyesinde İlâhiyat Fakültesi açılmasından sonra 2011 yılından itibaren Akdeniz Üniversitesi de akademik destek vermeye başladı. 2019 yılında kurulan Akdeniz Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ile bu faaliyetler daha anlamlı hale geldi.

Artık geleneksel bir kimlik kazanan ve bir sonraki programı sabırsızlıkla beklenen bu etkinliklerin başından beri mutfağında görev alan Akdeniz Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dekanı ve Tasavvuf Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Ögke, Sinân-ı Ümmî kültür ve sanat etkinlikleri hakkında bilgi verdi.
 

2006 yılında Mustafa Tatcı’nın Elmalı Cumhuriyet meydanındaki konferansı ile başlattıkları etkinlikleri, 2007’de Ahmet Ögke, 2008’de de Bilal Kemikli konferansları ve Tasavvuf musikîsi konserleriyle devam ettirdiklerini ve 2008 yılıyla birlikte geniş katılımlı sempozyumlara dönüştürdüklerini hatırlatan Ögke, o günden bugüne kadar Elmalı’nın Canları İrfan ve Sevgi Sempozyumu adıyla 12 sempozyum gerçekleştirdiklerini belirterek şöyle devam etti:

“Prof. Dr. Bilal Kemikli ve yazar Sadık Yalsızuçanlar’ın ilmî ve edebî destekleriyle başlattığımız ve 2011’den itibaren Akdeniz Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı’nın akademik destekleriyle sürdürülen bu sempozyumlarda her yıl bir tema belirleniyor. Bu yıl kurulan Akdeniz Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ile birlikte bu faaliyetlerin daha düzenli ve etkili olacağını umuyoruz. Geriye dönüp baktığımızda, her birine bugün geçmişten daha çok muhtaç olduğumuz şu konuların sempozyumlarda ele alındığını görüyoruz: İrfan ve sevgi, değerlerimiz, ilim geleneğimiz, eğitim geleneğimiz, kişilik oluşumu ve nefsin terbiyesi, vahdet bilinci ve Anadolu’nun birliği, dost, Muhammedîlik ve ümmet bilinci, Hakk’a teslîmiyet ve biat, diriliş medeniyeti, edeb ve estetik, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ev halkı: Ehl-i beyt.”
 

12 yıllık bu süreçte yurt içindeki çeşitli üniversitelerden ve yurt dışından toplam 111 (yüz on bir) farklı ilim adamının Elmalı’ya gelerek sempozyumlarda bildiri sunduğunu hatırlatan Prof. Dr. Ahmet Ögke, böylece akademik camiada da Elmalı erenleriyle ilgili araştırmalara canlılık geldiğini, ilim adamlarının Vâhib-i Ümmî, Eroğlu Nûri, Sinân-ı Ümmî, Niyâzî-i Mısrî, Abdal Musa ve Kaygusuz Abdal’ın eserlerini ve bu alandaki çalışmaları araştırarak ilmî çalışmalara yöneldiklerini belirtti. 
 

Sempozyumlarda Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Kültür Merkezi’nin 300 kişilik konferans salonunun her sene dolup taştığını, bu sebeple geniş lobi alanında da kapalı devre televizyon yayını vasıtasıyla salonda yer bulamayanların istifadesinin sağlandığını belirten Prof. Dr. Ögke, Sempozyumların bu denli etkili ve başarılı olmasındaki temel etkenlerin, yıllardır ara vermeksizin istikrarla sürdürülmesi, fayda gözetilerek belirlenen konu seçimi, konuya uygun konuşmacı tercihi, bildiri kitaplarının her yıl yayınlanıp ilgililere ulaştırılması ve isabetle belirlenen sempozyum tarihleri gibi hususlar olduğuna dikkat çekti.