Her başarının bir geçmişi olduğu gerçeği ile Sezgin’e, geçmişe dair sorular yönelttik. Sezgin, taksitle yaptığı satışların nasıl peşin dostluğa ve sadık müşterilere dönüştüğünü anlattı.

Konya’nın Beyşehir ilçesinin Yaylasu köyünden Antalya’ya gelen Nebi Sezgin, aile mesleği olan ticarete daha küçük yaşlarda başlamış, 1993 yılından itibaren mesleği babasından devralmış. O süreden bu yana Mevlana Mobilya adı altında bu mesleği başarılı bir şekilde sürdürüyor ve şirketini büyütüyor. Evli ve 3 çocuk babası başarılı bir iş adamı olan Nebi Sezgin’e sektörle ilgili çeşitli sorular yönelttik.

Ev ve mutfak eşyası sektörüne ne zaman giriş yaptınız ve neden bu sektörü seçtiniz? 

Dönemin toplumsal yapısı göz önüne alındığında babadan gelen meslek olarak giriş yaptığını, 1993 yılından beri de hala sektör içinde faaliyetlerine devam ettiğini, bu mesleği de biraz da mecburi olarak seçtiğini samimi bir şekilde aktardı.

Sektörün durumu ya da gelişimi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sektörümüz son 5 yılda gitgide geriye gitmeye başladı. Vergi yüksekliği ve kazançların düşmeye başlamasının büyük etkisi oldu. Son 2 yıldır da inanılmaz şekilde fiyatların arttığını, dolayısıyla alım gücünün sürekli düştüğünü de unutmamak lazım. Tüm mobilyacı ve beyaz eşya satan firmaların bu ekonomik bunalımdan nasibini aldığını ve para kazanama hale geldiğini de eklemeliyim.

Peki, Türkiye’de sektörünüz büyüme gösteriyor mu?

Sektör son 2 yıldır pek büyüme sağlayamıyor, hatta daralmaya başlıyor. Özellikle 2018’de daha da geri gitmeye başladı. Bunun nedeninin fiyatların çok aşırı yüksek olması ve kazançlarında düşmesi.

Sektördeki tecrübenizi göz önünde bulundurarak, karşılaştığınız olumlu ve olumsuz durumlar nelerdir?

Olumlu olarak baktığımıza ülkemizde istikrar devam ediyor. Fiyat artışı çok yükselse de hükümetimize güvenimizden dolayı biraz rahatız. Ama Türkiye’de ticaret yavaş yavaş geriye gitmeye başladı. Döviz kurlarının artışı, hammadde fiyatlarının yükselmesi ve alım gücünün düşmesini de olumsuz olarak değerlendirebilirim.

Müşteriler en çok hangi zamanlarda alışveriş yapıyor ve hangi eşyalara rağbet gösteriyor?

Müşteriler mecbur kaldığı zaman, evindeki eşyanın kullanım süresinin son zamanı geldiğinde alışveriş yapıyor. Yani mecbur kalmadığı sürece alışveriş yapmaktan çekiniyor. Mevsimin yaz olması dolayısıyla evliliklerin artmasından kaynaklanan bir artış oluyor. Fakat son 2 senedir bu durumda biraz değişti.

Müşterilerinizin çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Kadınların beğendiği trend ürünler nelerdir? Mevsimsel açıdan hangi ürünler ön plana çıkıyor? Sizin favori dediğiniz bir ürününüz var mı?

Yeni çıkan bütün ürünlerimizi müşterilerimiz takip ediyor. Yeni ürünlerde dolayısıyla alım biraz da artıyor. Şu an da en trend ürünlerimizi elektronik cihazlar oluşturuyor. Bilgisayar, ipad, cep telefonu vb. en çok tüketilen trend ürünlerimiz. Benim ise en favori ürünlerimi yatak ve baza çeşitleri oluşturuyor. En rahat satılan ve müşterilerin en çok tercih ettiği ürünüm ise Bambi yatakları ve Profilo beyaz eşya olduğunu söyleyebilirim.

Satış ve ödeme yöntemleriniz nelerdir? 

Genel satışlarımızın %80’i vadeli (taksitli) oluşturmaktadır. Tabi bu tür satışın zararı doğal olarak ödeme almanın zorluğudur. Fakat taksitle ürün satmaktan da mutluyum. Çünkü sadık müşterimiz oluşuyor. 12-15 ay vadeli ürün sattığımız müşterilerimiz taksitini ödemeye geldiği zaman, başka ürünlerimizden de alabiliyor. Taksitini geciktiren müşterilerimizi ise mağdur etmemeye özen gösteriyoruz. Öncelikle telefonla arayıp bilgilendiriyoruz, ulaşamazsak mesaj atıyoruz. Eğer ulaşmakta sıkıntı yaşadığımız müşterilerimiz olursa da tabi ki hukuki yollara başvurabiliyoruz. Şu zamana kadar böyle durumla karşılaştığımız oldu. Borcunu bilerek ödemek istemeyenler olsa da, mağduriyeti asgari düzeyde tutmaya çalışıyoruz.

Tüketiciler senetle alıveriş yaptığında ürünlerin normalinden daha fazla fiyata satıldığını ve faizlerin çok olduğunu düşünüyor. Bu konuda firmanızın tutumu nedir?

Taksitli satışlarda bizim vade farklarımız, bankanın belirlediği vade farklarıyla birebir aynı. Ekstra yüksek bir faiz oranımız söz konusu değil. Tabi ki peşin alan müşteriler ve taksitle alan müşteriler arasında bir fiyat farkı da var. Yüzde olarak baktığımızda %25 gibi bir oran söz konusu. Bunu da biz tedarikçi, firmadan alırken nakit veya vadeli diye kendimiz o farkı veriyoruz. Müşterilerimizden de bu farkı tahsil ediyoruz. Ama çok yüksek bir faiz bedeli ile satış amacımız da yok.

Şirket hedefleriniz var mı ve bu zamana kadarki hedeflerinizi gerçekleştirdiniz mi?

Hedeflerimiz tabi ki var. Onları şu anda yakalamış durumdayız. Hedeflerimiz doğrultusunda ticaretimize devam etmekteyiz. Yeni Beko mağazamızı açtık, ürün çeşitliliğimizi daha da artırdık. Sonrası ile ilgili herhangi bir hedef henüz belirlemedik, çünkü piyasa ekonomisi dikkatli davranmamızı söylüyor.

Personel diyelim ve bakalım. Bu konuda ne kadar dertleneceksiniz. Personel konusunda sıkıntı yaşıyor musunuz?

Tabi ki çok sorun yaşıyoruz. Son yıllarda değişen kanunlarla personel artık çalışmak istemiyor. İşe zamanında gelmiyor, işi benimsemiyor. İşsizlik maaşı denen bir şey çıkardılar ve bundan dolayı insanlar çalışmak istemiyor. Biraz şikâyetçi ve sorunlu bir personel var. Bundan dolayı da bizde muzdaripiz. İnsanlara öncelikle çalışma arzusunu aşılamak gerekiyor. Şu anda tüm sektörde işverenler personel bakımından dertli. Dürüstlük, hedefi olan, çalışma arzusu içinde bulunan ahlaki değerleri savunan ve üretebilen personellerle çalışmaktan keyif duyuyorum ama böyle personellerin de maalesef günümüz şartlarında çok zor bulunu söylemek gerek. Müşteri şikâyetleri konusunda ise çok titizim. İşe aldığımız personellerle sürekli eğitim yapıp konuşuyoruz. Müşteri ilişkilerinin nasıl olması gerektiği, nasıl konuşması ve nasıl giyinmesi konusunda eğitimlerimiz mevcut. Personel bizimle çalışırken aynı zamanda iletişimi ve etkileşimi öğreniyor, tecrübe kazanıyor.

Biraz da sosyal hayat diyelim. İş dışı zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Motivasyonunuzu yüksek tutmak için neler yapıyorsunuz?

Sürekli yurtdışı geziler yapıyorum. Orada belirli gruplardan arkadaşlarımız var. Onlarla oturup sohbet ediyorum. Aktif bir sosyal hayatım aslında yok. Ama bu şartlar altında yine de kendime vakit ayırabiliyorum.

En sevdiğiniz yönünüz? 

-En sevdiğim yönüm insanlarla barışık olmak. 

En sevdiğim renk:

-Siyah

En sevdiğim otomobil: 

-Porsche

Aile denince? 

-Ailem bana huzur ve mutluluk dâhil her şeyi veriyor. Kısaca aile huzurdur.

Antalya dersek? 

-Bu şehirde huzur buluyorum. Denizi ve havasına bayılıyorum.

Röportaj sonunda hükümete çağrıda bulunan Nebi Sezgin; işçi kanununu tamamen değiştirilmesi ve kişilerin liyakatlı hale gelmesi için yasal düzenlemeler yapılması, liyakat eğitimlerin daha net ve kararlı verilmesi gerektiğini belirtti. Biz de bu keyifli sohbetten sonra Nebi Sezgin’ teşekkür ediyor, Mevlana Mobilya ve Nebi Sezgin Avm konseptindeki iş hayatında başarılarının devamını diliyoruz.