Tweet |
1. GRUP: Sadece dişleri ilgilendiren diş boyutu ile çene boyutu arasındaki uyuşmazlık sonucu ortaya çıkan çapraşıklık veya yer fazlalığı ile kendini gösteren diş dizilim bozukluklarıdır.
2. GRUP:Büyüme gelişim bozuklukları sonucundakarşılıklı çenelerimizde ön-arka yönde, genişlik olarak veya dik yönde ortaya çıkaniskeletseldüzeydeki kapanış bozuklarıdır.
Her iki gruptakiortodontik problemlerin tedavilerine farklı yaşlarda başlanması hem tedavinin etkin ve başarılı bir şekilde yapılabilmesine, hem de tedavi edilen hastaların çok uzun süreler tedavi altında kalıp bıkkınlığa düşmesine fırsat vermeden optimum sürelerde tedavilerin tamamlanmasına imkan sağlar.
Öncelikle çocuklar 7-8 yaşlarına geldiğinde, gözle görülebilen hiçbir ortodontik problem olmasa bile bir ortodonti uzmanı tarafından kesinlikle muayene edilmelidir. Bu muayenede çekilecek panaromik ve sefalometrik röntgenler dişsel ve iskeletsel gelişim sürecinin normal seyrinde gidip gitmediği konusunda önemli bilgiler verecektir. Bazen erken yaşta alınacak bir panaromik film, ileri yaşlarda ortaya çıkabilecek ve tedaviyi oldukça güçleştirebilecek doğumsal bazı problemlerin erkenden belirlenmesini sağlayıp, büyük ve maliyetli tedavilerden kurtulmayı temin edebilir. (Diş eksikliği veya fazlalığı, dişlerin sürme yönlerindeki sapmalar, kist vb. anormal oluşumlar gibi).
Genel anlamda ortodontiktel tedavisine süt dişleri dökülüp daimi dişler sürünce yaklaşık 12 yaşlarında başlanmaktadır. Elbette istisnai bazı durumlar da söz konusudur. Örneğin; süt dişlerinin erken kaybı sonucu yer kayıpları olmuş ise bu yerleri kazanmak için 12 yaşından daha önce bazı hareketli apareylerle veya ağız dışı apareylerle tedaviye başlamak gerekebilir. Ayrıca alt çene ileriliği ve üst çene geriliği problemlerinin tedavisinde daha erken yaşlarda ağız dışı apereylere ihtiyaç duyulabilir. Bu erken dönem ortodontik ve ya ortopedik tedavi uygulamaları, iskeletsel düzeydeki problemlerin tedavisinde cerrahisiz düzelme şansını artırmaktadır.
Özellikle alt çene geriliği olan vakalarda kız ve erkek çocuklarında ergenlik döneminde elbilek röntgenlerinden büyüme gelişim atılım döneminin belirlenerek tedaviye başlanması, hastanın maksimum büyüme potansiyelinden yararlanarak optimum sürede başarılı bir tedavinin gerçekleştirilebilmesini mümkün kılar. İskeletsel anomalisi olan bireylerde tedavi yaş aralığı anomali tipine göre 9-12 yaşlarına denk gelmektedir. Tedavi yaşı konusunda kesin tanı kemik yaşına bakarak belirlenir. Bu yaş aralığında tedavi gerçekleştirilemezse ortognatik cerrahisiz bir ortodontik tedavi çözümü mümkün olmayabilir.
Çenelerde kaymaya neden olan erken temastaki süt dişlerinin tedavisi, yan ve ön çapraz kapanışların tedavisi, anormal basınç alışkanlıklarından kaynaklanan ön açık kapanış vakaları da 8-9 yaşlarında müdahaleyi gerektiren vakalar arasında sayılabilir. Aksi takdirde bu dişsel seviyedeki problemler daha da şiddetlenerek iskeletsel düzeyde anomalilere dönüşebilir.
Toplumumuzda bir diğer kafa karışıklığına neden olan konu ise ortodontik tel tedavisinin sadece çocuklarda yapılabileceği gibi bir algının olmasıdır. Bu tamamen yanlış bir algı olup, çenelerimiz arasında iskeletsel bir uyumsuzluk yok ise dişlerdeki eğrilikler her yaşta düzeltilebilmektedir. ( Erişkin ortodontisi ile; kaybedilmiş daimi dişlerden sonra ortaya çıkan komşu dişlerdeki devrilmeler, kaymalar, aralanmalar tedavi edilebilmektedir.) İskeletsel bir uyumsuzluk söz konusu ise bu türlü kapanış bozukluklarında ve asimetrilerde ortognatik cerrahi uygulamalarıyla fonksiyonel ve estetik olarak düzeltmeler sağlanabilmektedir.
slot siteleri canlı bahis siteleri http://www.tedxmadrid.com/ casino siteleri
maksibet favorislot betmatik giriş betgaranti giriş
canlı bahis siteleri casino siteleri
gaziantep escortgaziantep rus escort gaziantep escortseks hikayeleri
escort anadolu yakası antalya escort bayan
rulet siteleri canlı casino casino siteleri kaçak iddaa
fındıkzade escort büyükçekmece escort türbanlı escort avcılar escort esenyurt escort silivri escort