Antalya'da Yeni Tucson 1.6 Dizel modelinin Türkiye lansmanı için bulunan ve Hyundai Bayii Cangarlar Otomotiv’i ziyaret eden Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, 20 yılı aşkın süredir Kocaeli’nde bulunan tesislerde üretim gerçekleştirdiklerini belirterek kapasitenin yıllık 210 bin otomobile çıktığını açıkladı.

Hyundai İ10 ve i20 modellerinin üretiminin yüzde 92’sini ihracata yönlendirdiklerini belirten Ali Kibar, “Daha önceki oranlarımız biraz daha azdı. Fakat şu anda içinde bulunduğumuz konjonktür münasebetiyle, miktarları biraz daha farklılaştırmamız icap etti” dedi.

HYUNDAI’DE ÜRÜN YELPAZESİ GENİŞLEYECEK

Hyundai Assan Genel Müdürü Önder Göker ile birlikte Hyundai Antalya Bayii Cangarlar Otomotiv’de düzenlenen basın toplantısına katılan Ali Kibar,  “Önümüzdeki dönemde de bazı plan ve programlarımız var. Üretim bantlarımızda yapacağımız işlerle ilgili, onlara da devam ediyoruz.  Ürün yelpazesi için de tek Türkiye'de üretilen ürünlerle değil,  aynı zamanda ilaveten de dışarıdaki platformlarda üretilen ürünleri de ülkemiz tüketicisine sunma gayreti içindeyiz. Sektörde şu an pek çok marka ürün lansmanı ve programlarını ötelerken biz ülkemize olan inancımız ve güvenimiz ayrıca bayilerimizle olan işbirliğinin verimiyle yolumuza devam ediyoruz” dedi.

CAN SUYU DESTEK BEKLENTİSİ

Kibar açıklamasına şöyle devam etti; “Yıl sonunda ticarette artıya geçmemiz görülür diye düşünüyorum. Buda aralık ayında olur diye düşünüyorum. Bu süreçten sonra zaten doları bu fiyatlarda tutamazlar. Zaten dolar inecek.  Onun için biz belli bir dengeyi gözetecek şekilde fiyat artışlarını mümkün olduğunca çok daha geriden yapmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla bu ara geçiş sürecini ihracatla dengelemeye çalışıyoruz. Bu yıl sonunda toplam pazar hacminde bir daralma olacak. Bu daralmanın en büyük kısmı önümüzdeki bir kaç ay içinde olacak. Tabi bu mevcut vergi ile ÖTV düzenlemelerinde bir rötuş yapılmadığı takdirde. Orada bir can suyu şeklinde düşüş biraz daha kontrollü yapılabilir.”

“LÜKS TÜKETİM ALIŞKANLIĞI VAR”

“Türkiye'deki tüketici alışkanlıklarını bizim gelir mukayesesi yaptığımız aynı grup ülkelerden çok daha lüks tüketim alışkanlığına vardığımız şeklinde görüyorum” diyerek açıklamalarına devam eden Ali Kibar,  “Ben bin litrelik motoru olan araç yapıyorum. Bu İtalya'da, ispanya'da, Almanya'da ve Avrupa'nın bütün gelişmiş gelişmemiz yerlerinde tıkır tıkır satarken; Türk iç pazarında satamıyorum. Asgari ücret diyoruz. Gelir gider harcama dengesi ama kardeşimiz c segmenti ürün alıyor. İthal alıyor. Bu toplumsal bir düşünce yapısıyla alakalı. Geri ödeyebilecek planına göre ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız lazım. Yerli üretimi desteklememiz lazım ki, bu volumü artırabilelim, ihracat kabiliyetimizi yukarı çekelim. Hem de bundan ülkemiz insanı da azalan iş sahalarında istihdam edilebilme imkanı bulsun” diye konuştu.

YERLİ OTOMOBİLE ELEKTRİKLİ MOTOR VURGUSU

Ali Kibar, yerli otomobil çalışmalarında elektrikli motorun düşünülmesi halinde Türkiye’de alternatif yakıt kullanımının alt yapısının hazırlanacağını vurgulayarak, 2025 yılına kadar Hyundai’nin global anlamda 26 modelinde hybrid ve elektrikli ayrıca hidrojen yakıt donanımlarını içeren yeni modelleri n belirleneceğini ifade etti. Kibar, “Dolayısıyla Hidrojen yakıt kullanımında ilk seri imalatı yapan marka Hyundai’dir. Bütün bu ürünler henüz AR-GE bölümünde gelişim aşamasında.

Bu tip araçların pazarda daha yoğun yer alması için; 1 vergilendirilmesi ile ilgili hususlar önemli, 2- onun yakıt tedariki ile ilgili altyapı önemli. Yani bu gün elektrikli araç yaptığınızda ve pazardaki bütün elektrikli araçların aynı anda şarj sistemine girmesi enerji nakil hatlarında sıkıntılar yaratabilir. Dolayısıyla bunun kamu otoriteleri tarafından regülatör bir sistemle, düzenlenerek yapılması, bu bağlantının kendi arz talep dengelerini oluşturması ki, buna bataryaların da dahil edilmesinin ardından özel bir format ile tüketiciyle buluşması  daha sağlam olacaktır. Evet süreç uzar ama Türkiye’nin bu anlamda bir şansı var. Yerli üretim otomobil projesinde elektrikli kararı çıkarsa, bunun da  altyapısı hazırlanırsa, bu altyapıdan bütün sektör istifade eder.”