Tabi ki okulların kapanmasıyla dertler sıkıntılarda kapanıp bitmiyor.

Öncelikle lise ve üniversite sınavlarının açıklanması ve çocuklarımızın gelecek yıl hangi okullara yerleşecekleri kaygısı bir yandan devam ederken bir yandan da servislerin ve okuldaki içme suyu meselesinin çözümü aranıyor.

Kapitalist sistemin ürünü haline gelen eğitim sisteminde okullar kendileri pazarlık yapıp en uygun ve en ucuz servis firmasına karar veremeyecekler. Onun yerine bu konuda rant haline gelip bir yandaşa peş kek çekilecek. Milli eğitim kendisinin belirlediği bir firma ile servis işini çözmeyi planlıyor. Bu da demektir servis işini de tekelleştirip bir yandaş zengin edilecek.

Öte yandan devlet okulun da okuyan bir çocuğumuz ortalama 1 liradan günde en az 3 lira su parası veriyor. Ortalama 750 kişilik bir okulda çarpı 3 dediğimiz zaman 2250 lira gibi günlük okul başı suya para veriliyor. Benim çocukluğum da okul çeşmelerinden rahatlıkla su içilebiliyordu.  Neden okullara artıma sistemleri yapılmıyor çocuklarımız suyu temiz bir şekilde çeşmeden içemiyor da suyu parayla alıyor. Neden milli eğitim servisçilerle uğraşmak yerine çocuklarımızın çeşmeden sağlıkla su içmesini sağlamıyor. 

Her yıl olduğu gibi bizler okullardaki temizlik, hizmetli, kantin, servis, forma, su hizmetlerinden bahsedeceğiz. Her yıl olduğu gibi iktidar sahipleri çocuklarımızı düşünmeden işlerine gelen firmalara bu konuları paslayıp birilerinin zengin olmasına katkıda bulunacaklar. Yani sözün özü çocuklarımızın üzerinde yine birileri rant elde ederken olan yine çocuklarımıza olacak.