Tarih: 25 Ekim 2002
Program: Seçim Arenası 
Moderatör: Uğur Dündar
Katılımcılar: AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan,
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal

Ülke heyacanlı, liderler kozlarını paylaşacak, halkın gözünde önemli bir sınav verecek.

Çok değil, o dönemde 1 ay önce Almanya seçimlerinde Başbakan Gerhard Schröder ile rakibi Edmond Stoiber canlı yayına çıkmış, liderlerin tartışması demokrasi adına alkışlanmıştı.

Bizim ülkemizde ise ne olduysa oldu, 17 yıl boyunca liderler canlı yayında karşı karşıya gelmez oldu. 

Aslında yıllarca CHP Ak Parti'yi canlı yayına çekmek istedi, kazanma alışkanlığı olan Ak Parti ise bir türlü bu isteğe olumlu yanıt vermedi.

Liderlerin karşılıklı soruları cevaplaması yerine, grup toplantılarında kendi haklı oldukları açıdan savunma yada atak yapması, tartışmayı evlerin yemek sofralarına kadar getirdi.

Vatandaş sorulara cevap bekliyor,
Her partinin yanıtı ise kendine göre "haklıyım" dedirtiyor.
İktidar ne canlı yayına çıkıyor, ne de vatandaşın zihninde biriken soruları cevaplıyor.

Türkiye'de son yıllarda hep şunu gördük. 
Kazanan ringden kaçar, kaybeden kazananı ringe çağırır. 

Veya siyasette güçlü olan yalnız takılır, zayıf kalan güçlüyü ringe çekmeye çalışır. 
Uzun süre güçlü gücünü koruyunca ortada ne ring kalır, ne de boksör kalır. 

Ak Parti uzun yıllar sonra kaybetme korkusunu ülke genelinde iyiden iyiye yaşayınca,  İstanbul seçiminde anketler istenen seviyeden uzaklaşınca, ülke özlediği tabloya geri döndü. 

Ak Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım ile CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu Pazar akşamı 21.00'da milleti ekranlara kilitleyecek. 

16 Haziran Pazar günü demokrasi adına özlediğimiz buluşma, bir yayınlıkta olsa geri geliyor.

Zaten Ak Parti adayı Binali Yıldırım'ın hayır diyecek şansı da kalmamıştı.
Zorunlu demokrasi için adım, mecburen atıldı. 

Canlı yayının moderatörlüğünü ise Fox Tv Çalar Saat program sunucusu İsmail Küçükkaya yapacak.

Neden İsmail Küçükkaya derseniz?
Aslında yapılacak canlı yayını kim yönetirse yönetsin bir memnuniyetsizlik oluşacak.

İsmail Küçükkaya benimde beğendiğim bir gazeteci, program sunucusu. 
Küçükkaya'nın olması her iki taraf içinde olumlu gibi gözükse de, Binali Yıldırım için daha fazla getirisi olabilir.

Yıldırım'ın göstereceği iyi bir performans, "hakeme rağmen nasıl yendik ama" cümlesini kurdurtabilir.

Ekrem İmamoğlu rakibine oranla iyi bir performans sergilerse, bu kezde eşit koşullar değildi mazereti birileri tarafından üretilebilir. 
Yani her mazeret, Yıldırım taraftarlarına daha uygun gelecek.

Kim ne üretirse üretsin...
Ak Parti'nin kaybetme korkusu demokratik tartışma kültürünü tekrar üretti, olması gereken manzarayı şimdilik geri getirdi.

Umarız bu tip buluşmalar her seçim için yaygınlaşır, özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde taçlanır. 

En azından iddialı adayları, sorulara karşılıklı cevap verirken görmek istiyoruz.
Adayları, kibirden uzaklaşmış, halk için gerçekleri anlatmaya çalışan kişiler olarak bilmek istiyoruz. 

Düzeyli tartışmayı,
Seviyeli konuşmayı, 
Gerçekçi cevapları, 
Faydalı projeleri,
Ben buradayım" diyen liderliği yayınlarda izlemek istiyoruz.

Seçimlerin iptal edilmesinin bu ülkeye getirdiği zararlar saymakla bitmez...
Tek getirdiği yarar ise yapılacak canlı yayın olacak, en azından ülkemizde demokrasinin kılcal damarlarına tekrar kan pompalanacak.

Bu ülkede o kadar çok cevaplanması gereken sorular var ki...
Bu ülkede o kadar çok 'neden yaptınız' denecek söz var ki...
Bu ülkede o kadar çok açıklanması zorunlu gerekçeler var ki...
Korkmadan sorulara cevap vereceğimiz tartışma kültürümüzü tekrar geri istiyoruz.

Pazar gününü ise iple çekiyoruz.

Hayata Seyirci kalmamanız dileğiyle.