Bazen hak veriyorum...

Bazen gerçekten Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na hak veriyorum.
Erdoğan hükümetinin bu güne kadar yaptığı icraatların çoğunun doğru olduğunu, bir kısmının yanlış bile olsa günün koşulları için gerekli olduğunu savundum.

Bir örnek ile detaylandırmak  gerekirse...
Açılım süreci, Kürt halkına PKK'nın gerçek yüzünü göstermek ve devletin Kürt halkına değer verdiğini göstermek için gerekliydi.
Yol, inşaat vb. alt yapı yatırımları ilk 10 yılda ticareti hızlandırmak için gerekliydi.

Herkesin "ülkeyi satıyorlar" dediği yerde, devletin ticaret yapan kurum olmadığını savunan ve hantal yapıda devlet işletmesinin büyümediğini bilen biri olarak özelleştirmeler gerekliydi.
Terör ile mücadelede farklı gruplar ile anlaşıp onlara silah vb. destekler vermesi bile bana göre devletin ve ülkenin çıkarları için yapması gerekenlerdi.

Daha çok örnekler verebilirim!
Ancak bu ülkede gerçekten öyle paralar, öyle şaşalı hayatlar yaşanıyor ki...
Lüks içinde bir devlet yapısı güçlü ülke olduğumuzu gösteriyor.
Ancak dışarıdan dövize müdahalede etkilenen ülke gerçeklerini gördükten sonra, bu durum büyük ülke olmaktan çıkıp, daha büyümediğimiz ülke olduğumuzu da gösteriyor. 

Bu ülkede öyle paralar saçılıyor ki, yerelden genele yönetimlerin harcamalarına bir türlü kısıtlama getirilmiyor.
En son kamuoyunu meşgul eden jumbo uçak meselesi. Gerçekten bu ülke için gerekli miydi?

Mesele uçağın Katar'dan bedava gelmesi meselesi değil.
Mesele, uçağı Türkiye devletinin satın almak için ilgilendiği gerçeği.
Mesele, ülke "tasarruf" derken, hala şatafatlı ve gideri yüksek lükslerin peşinde koşmamız meselesi.

O zaman ne farkımız kalır Suudi Arabistan krallarından...
O zaman ne farkımız kalır "israf etmeyin" diye tembihleyen İslamiyeti dinlemeyen anlayıştan.
O zaman ne farkımız kalır, daha yeterince büyümeden yapılan harcamaları, "iç piyasa hareketli kalsın" mazereti ile kulpuna uyduranlardan. 

Devletin şaşaya değil, tasarruf edebilen bir alışkanlığa ihtiyacı var.
Varsa paramız, kalmamışsa yapacaklarımız harcayalım!
Ancak paranın bir gün suyunu çekeceğini de unutmayalım.

Kılıçdaroğlu'nun, devletin gereksiz paralar harcadığı ile ilgili son dönemlerde ki söylemlerine sonuna kadar katılıyorum.
Şayet ben, Katar'ın jumbo jeti ile ilgilenilmesinden bile rahatsız olanların çok fazla olduğunu görüyorum. 

Paramız giderek küçülüyor, buna rağmen devletin lüksü giderek  büyüyorsa, uyarmayı bir vatandaşlık hakkı olarak görüyorum.
Gündemimize jumbo uçağını sokanlar, hediye bile olsa uçağın aylık gider maliyetinin lüks olduğunu unutmamalıdırlar.
Halk aşağıda gelirinin değersizleşmesi ile mücadele ederken, not defterlerine yukarıdaki lüks giderleri yazıyorlar.

Hayata Seyirci kalmamanız dileğiyle.