İçişleri Bakanı katıldığı bir televizyon programında Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin denetleneceğini, eski başkan Menderes Türel dönemine ait harcama ve işlerin teftiş edileceğini söyledi.

Bu incelemenin şikayetler ve talepler ile yapılacağını söyleyen Soylu, ''ateş olmayan yerden duman çıkmaz'' diyerek bir anlamda ateşin büyük mü küçük mü olduğunu kontrol edecek.

Belediyenin nesi denetlenir...
İhalelere bakılacak,
Harcamalar belgesiz mi yapıldı buna bakılacak,
Harcama şekli ve limiti meclis kararlarına uyumlu mu diye belgeler ve kararlar taranacak,
Harcama yasalar çerçevesinde mi yapıldı bunlar araştırılacak.

Bu teftişte derinlere inilecek mi?
İhale dosyalarının nasıl alındığı incelenecek mi?
Yapılan harcamaların şehre mi katkısı, yoksa belediye başkanının tanıtımına mı artısı olduğu denetlenecek mi?
Örneğin yüz binlerce promosyonun amacı sorgulanacak mı?
Alınan mal miktarlarının sayıldığı görüntülü kayıtlara ulaşılabilecek mi?
Arka arkaya yapılan yemekli organizasyonların ne kadar gerekli bir harcama olduğu tespit edilecek mi?
Şu sınırlar aşılmış, gereksiz harcama yapılmış, ''artık bu miktarlar ilgili firmayı zengin etmek için abartılmış'' denilecek mi?
Kısaca didik didik edilip, vatandaşın verdiği vergilerin hesabı gözetlenecek mi?

Çünkü Antalya Büyükşehir Belediyesi sadece belediye hizmetlerine kaynak aktarmıyor...
Bu işin parti il teşkilatı var, parti ağırlama giderleri, tanıtım giderleri, organizasyon giderleri gibi belediye başkanının kendi partisinin taleplerini karşılamak için bir sürü gider kalemi var.

Bunun yanında Cumhurbaşkanı, Bakan ve pek çok kişinin ağırlama gideri vb, masrafları var.
Eğlencesi, sanatçısı, sosyal etkinlikleri, dağıtılan hediyeleri gibi yüzlerce kalem harcanan giderler var.
Bu araştırma da ''bunlar yasalar çerçevesinde yapılmış'' mı denilecek, yoksa yasal ama abartılmış denilerek parti için bir ceza mı kesilecek?

Bunlar tabii ki soru işaretleri.
Bir de bu işin parti içi hesaplaşma dediğimiz bir yanı da var.
Menderes Türel'in sevenleri kadar kendi partisinde sevmeyenleri de var.
Siyasi hayatını bitirmek, tekrar adaylığının önünü kesmek isteyenler de elbet çıkacak.
Bakan Soylu'nun dediği ''şikayet ve talepler var'' söylemi, bunun olasılığını gösteren bir söylem.

Sonuçta otomatik olarak Sayıştay tarafından talep olmadan denetleme zaten yapılıyor.
Ancak denetlemelerde içeriğin mali kaydı, bütçe ve rakamlar ile ilgili uyuşması vb. denetimler yapılıyor.
Bir alımın şeklinden ürünün teslimine, sayımına, gönderildiği yere, vatandaşa veya şehre katkısına, öncelikli olarak gerekli mi olup olmadığına, bu ve buna benzer detaylara bakılmıyor.

Esas bu kısımlar araştırılmalı,
Belediye kaynaklarının kişilerin keyfiyetinden ziyade gerekliliği de önceliğine göre denetlenmeli.
Bir ihale sözleşmesinin ve proje içeriğinin açılan davada dönmesi bile belediyenin ve vatandaşın zararı olarak kaydedilmeli.

Sonuçta bekleyip göreceğiz, denetimin sonucunu öğreneceğiz.
Denetimde bir şey çıkmasa bile yapılan dünya kadar gereksiz harcamayı gördükten sonra su içip işimize gücümüze geri döneceğiz.

Birileri bu denetimi Türel'i bitirme girişimi olarak görürken,
Kimileri ise bu denetimi Türel'i aklama girişimi olarak değerlendiriyor.

Hayata Seyirci kalmamanız dileğiyle.