Şaşırıyorsunuz!

Milliyetçi Hareket Partisi'nin içinden İyi Parti gibi bir parti çıktı, MHP ise buna rağmen oylarını giderek yükseltiyor. 

 

MHP bölündü, as kadrolarını kaybetti, ülkede ise AK Parti'den sonra söz sahibi olan parti konumuna geçti. 

 

MHP 31 Mart yerel seçimlerinde kazandığı Belediye Başkanlığı sayısını arttırdı, Ak Parti açısıdan kendini vazgeçilmez yaptı. 

 

Elbet Devlet Bahçeli'nin kankisi Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan olacak. 

En anlaşılır anlatım ile MHP Ak Parti'ye kene gibi yapıştı, kendi güçlendikçe Ak Parti zayıfladı.

 

MHP Ak Parti'ye istediklerini yaptırmaya, işine gelince kanki, işine gelmeyince ise nabıza göre şerbet vermeye başladı. 

 

Üstelik ülkemizde haz almadığı, yan yana dahi durmadığı parti olan HDP'yi de iktidar partisi ile vurmayı, hatta siyasetin dışına taşımayı hedef yaptı.

 

Aslında Ak Parti MHP ile guçlenmiyor, güçsüzleştikçe MHP'ye daha çok sarılmak zorunda kalıyor. 

MHP ise Ak Parti kendisine sarıldıkça daha çok yapışıyor. 

 

Bu sayede hem yönetimde söz sahibi oluyor, hemde en akılcı yöntem ile AK Parti'den besleniyor.

 

Şunu net söyleyeyim...

Eğer Erdoğan bu kadar sert söylem, bu kadar HDP içerikli seçim stratejisi belirliyorsa, bunda MHP'nin yönlendirmesi büyük oranda vardır.

Çünkü tam bir MHP söylemi ile seçim yapılmaktadır.

 

Ak Parti bu değil,

Recep Tayyip Erdoğan bu değil. 

Bu tam HDP intikamı ile yanıp tutuşan birinin abisine HDP'yi sokakta tutup dövdürmek istemesi gibi birşeydir.

 

Hele islam ülkesi olan Türkiyemize cami, ezan, imamhatip, Kuran gibi söylemler ile dini motifli parti görünümü veren Ak Parti'nin, toplumu ayrıştıran, kendini kaybetmiş milliyetçi söylemleri ise yüreklerde edindiği intiba ve misyonu ile çelişiyor. 

 

Tüm rakamlar, mantıksal toplamalar bunu gösteriyor. 

Ak Parti "oylarım artıyor" dese de, MHP aşırı sivri milliyetçi dilini Ak Parti gibi bir başrol oyuncusunu kullanarak adeta sufle veriyor, kendi filmini kendi çekiyor. 

 

Ak Parti'ye yakın kaynaklar şu düşünce ile hesaplaşıyor. 

MHP ile biz büyüyor muyuz, küçülüyor muyuz?

 

Biz kullanılıyor muyuz, özümüzden uzaklaşıyor muyuz? 

 

MHP ile ittifakı bitirirsek özümüze döner miyiz, oylarımızı tekrar yükseltir miyiz?

 

Kendini kaybetmiş tavırdan vazgeçip çıktığımız gönüllere tekrar girer miyiz, yoksa ittifaka devam edip erimeyi devam ettirir miyiz?

 

Seçimin ısısı geçtiğinde Ak Parti ile MHP arasındaki sorgulama artacak, konsolide olmak yerine konsolu salondan kaldırmak konusu tartışılacak. 

 

Ak Parti ne MHP'dir,

Ak Parti ne CHP'dir,

Ak Parti ne İyi Parti'dir,

Ak Parti ne HDP'dir.

Ak Parti ne Saadet'tir.

 

Ak Parti 2015 yılına kadar CHP'den biraz, diğerlerinden birazdı.

Ak Parti kendi olmaktan çıktı, koyu milliyetçi bir tavır aldı, MHP'nin bile milliyetçiliği Ak 

Parti'nin yanında sıfır kaldı. 

 

Sanki MHP tarafından hipnotize edilmiş gibi kendinden uzaklaşan parti halini aldı.

 

Erdoğan'ın dediği gibi...

"Şimdi kızgın demiri soğutma zamanı".

 

Ak Parti'nin ateşte kızdırdığı demir yürekleri dağladı.

Buna birde ekonomik ateş eklenince vatandaşın siniri arttı. 

 

Bu ateş kolay sönmez çünkü karşısında ılımlı ve toplumun istediği bir muhalefet, çıkardığı doğru adaylar var.

 

Ak Parti yalnızlaşıyor, karşı saf ise giderek kalabalıklaşıyor.

Bunun yanında MHP, son bir dönem daha seçilebilecek olan Recep Tayyip Erdoğan'ın oylarını, kendi ağzı ile MHP'ye taşıyor, Ak Parti'nin siyaset arenasındaki sonunu hazırlıyor. 

 

Siyasette kanki, kan kardeşi olmaz.

Türkiye siyasetinde maalesef çıkar olur.

En son "kardeşim" kelimesini Erdoğan, Abdullah Gül için kullanmıştı. 

 

Ortada kardeşlik ise artık kalmadı. 

 

Demedin demeyin!

Ak Parti ya bu ittifakı bozacak, yada ittifaka yeni partiler ekleyerek MHP'yi kendisine konsolide edecek, Türkiye Partisi oluşturacak. 

Ya da Ak Parti gelecekte MHP olacak.

 

Bu geçiş ise oldukça sancı yapacak.

 

HayataSeyirci kalmamanız dileğiyle.