Ülkemizin çeşitli şehir ve ilçelerinde görev almış Belediye eski başkanlarının mesajlarına şahit oluyorum.
Mevcut Belediye başkanına ha bire giydiriyorlar.

Seçilen Belediye başkanı da az hınzır değil.
O da geçmiş başkana veriyor veriştiriyor.

Eski başkan diyor ki...
''Benim şu yaptığım hizmeti kullanıyorsunuz.''
''Benim döneminde yaptığımız alt/üst geçitlerden geçiyorsunuz''
''Benim dönemimde yaptığımız barajlar ve ishale hatlarından su içiyorsunuz''
''Benim zamanımda diktiğim ağaçlarda gölgeleniyorsunuz.''

Kavga o kadar büyük ki...
Vatandaşın parası ile yapılan hizmetleri bir de sahiplenmek yok mu!
Allah'tan vatandaşın parası ile yapıldı.
Bir de başkan kendi parası ile yaptırsa yanına yaklaşılmayacak.

Para milletin parası,
Projeyi çizen belediyeden maaş alan görevli mimar veya Belediyenin parasını ödediği özel mimar.
Projede çalışan Belediyenin maaşlı personeli veya Belediyenin parasını ödediği personel.
Fikir ise vatandaşın maaşını verdiği danışmanlar, başkanlar, çalışanlar, mimarlar, falanlar-filanlar.

Kimse babasının hayrına bir iş yapmıyor ki.
Para vatandaştan, harcama Belediye başkanından.
Seçimi kaybettikten sonra sahiplenmeler, ben yaptım demeler...
Herhalde bu durum sadece ülkemize has bir gerçek.

Aşırı sahiplenme düşüncesi olunca iş çığırından çıkıyor.
Harcanan parayı kimin verdiği gerçeği düşünülmüyor.
Her başkanın toplum tarafından maaşı verilen bir hizmetli olduğu unutuluyor.

Makama geldiysen zaten yap diye geliyorsun.
Yapıyorsan da vatandaş para veriyor sen yapıyorsun.
Hatta biraz abartıyor, vatandaştan gelenle değil de, vatandaşın sırtına yıllarca yüklediğinle proje yaptım diyorsun.
Bir sürü borç bırakıp gidiyor, sonra da gelen kişiyi proje yapmamakla suçluyorsun.

Başkasının ödeyeceği borç ile hizmet etmek mi marifet,
Kendi öz kaynakların ile proje geliştirmek mi marifet?

Elbet borçlan ama sorumluluğun birazını da sen sırtlan.
Bu borç nasıl ödenecek, benden sonra gelen nasıl işin içinden çıkacak diye dertlen.

Sonra sırayla çıkar herkes,
''Ben de o kadar borç yapsam ben de senin kadar hizmet ederim'' diyerek durumu özetler, aslında yapılanın marifet değil vatandaşın sırtına yıkılmış bir kefalet olduğunu söyler.

Kavgayı bir kenara bırakalım da çalışalım beyler.
Çalışalım da borç yapmadan gerekeni yapalım.
Mesele para bularak proje yapmak değil,
Mesele para kazanarak projelerin temelini atmak.

Hayat Seyirci kalmamanız dileğiyle.