1xbet betist supertotobet
Bugun...


Murat SEYİRCİ

facebook-paylas
Okumuş, çalışan olmuş!
Tarih: 20-02-2019 08:26:00 Güncelleme: 02-03-2019 16:52:00


İş dünyasına sorsanız, bu ülkenin en büyük sorunlarından bir tanesi işi bilmeyen ama iş isteyen liyakatsız çalışanlar...
 
İş arayan mezunlara sorsak, bu ülkenin en büyük sorunu iş bulamamak.
 
İş dünyası adına yetkili kişilere sorsanız, bu ülkenin en büyük sorunlarından biri işi bilen iş gücünün yetişmemesi...
 
Ailelere sorsanız, bu ülkenin en büyük sorunu oğlum-kızım iş bulamıyor, firmalar iş vermiyor' söylemi. 
 
İki tarafta dertli, iki tarafta bir birine birşey verememekten şikayetçi. Devlet bu duruma bir nebze çözüm getirdi. Öğrencilerin işi öğrenme ve tecrübe kazanmaları için öğrenciye aylık bedel ödemeye başladı. 
 
Eskiden böyle bir uygulama yoktu. Işletmeler haftada 3 gün gelen stajyere iş öğretiyor, ayrıca eğitim-yemek-maaş veriyordu. Devlet sadece işin sigorta kısmında sorumluluk alıyordu. 
 
Bu nedenle işletmeler stajyer almıyor, "işi bilmeyene neden eğitim ve maaş vereyim" diyordu.
 
Daha eskiden ise bu durum eğitim sisteminde zorunluluk olmadığı için doğal sürecine bırakılmış, çıraklık diye bir uygulamalı eğitim sistemi ortaya çıkmıştı. 
 
Burada gençler tam gün çalışıp hem iş, hem disiplin öğreniyor, aynı zamanda yeni bir meslek ediniyordu. 
 
Şimdilerde ise durum tamamen değişti. 
 
Aileler okula bi ton para verecek ama çocukları bir halt öğrenmeden mezun olacak... Sonrada "tavşan piş, ağzıma düş" misali hemen bir işe girecek para kazanacak. 
 
Hayal bu ama gerçek bu değil. 
 
İşletmeler devlet katkısı nedeniyle stajyer çalıştırmaya ikna olmuş gözüküyor. Ancak bu kez de okul öğretmenleri ve aileler işin içine girdi, kendilerince haklı bir mücadele veriyor.
 
Çoğu aile, çocuklarının staj döneminde para kazanmak için çalıştığını zannediyor. 
 
İşletmenin stajyere verdiği eğitim, yemek, teçhizat masraflarını bir yana itip, maaş peşinde koşuyor. 
 
Bazı öğretmenlerde öğrencilerin işi öğrenip öğrenmediğini bir kenara bırakıp, paralar yattı mı yatmadı mı bunun peşinde koşuyor.
 
Aslında bu durumda herkes haklı. 
 
Ancak işin etik kurallarına bakarsak, davranışlarda sıralama yanlışlığına gidiliyor. 
 
Örneğin aile çocuğunun işyerine faydası, işi öğrenip öğenmediğine bakması gerekirken, maaşı yattı mı yatmadı mı bunun peşine düşüyor. 
 
Çocuğuna okul sürecinde yaptığı masrafı unutup, hiç birşey bilmeyen çocuğuna işi öğreten kurumu para kazanma adresi olarak görüyor. Bu durum gençlerde, birşeyi hak etmeden almak gibi bir alışkanlığı doğuruyor. 
 
Devlet ne yaparsa yapsın, temelde ki sorunumuz bir birimizi anlamamak, empati yapmamak.
Sadece benci davranmak.
 
Elbet aile ve öğretmen devlet yatırdığı halde öğrenciye parasını yatırmayan kurumları takip edecek. 
 
Ama daha personelinin maaşını veremeyen işletmelere de, devlet öğrencinin parasını yatırmadan siz kendi cebinizden parayı yatırın baskısını yapmayacak.
 
Ama kanun bu diyorsanız...
O zaman gençlere işletmelerini açmayan patronlara da kızılmayacak.
 
Burada da maalesef işletme kanunları devreye girer, stajyer kafası gibi düşünenlere 'siz o zaman okutmaya devam edin' der.
 
Hayata Seyirci kalmamamız dileğiyle.




FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HABER ARA
HABER ARŞİVİ
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI