Bizim fırsat düşkünlerimiz. 

Dolar aldı başını gitti, piyasaya simsarlar türedi. 

E tabi para tatlı olunca, ne önemi var piyasanın, ne önemi var bindiğin dalın. 

Bu aralar firmalar sms ve whatsaptan mesaj gönderiyor. 

Ürün, hammadde arzında alınmış bir kararımız yok, piyasanın taleplerine kayıtsız kalmıyor, arz kısıtlaması yapmıyoruz' diye.

Aslında bu bir tür isyan, bir anlamda anlaya ihbar.

Bir bankacı kardeşimle konuşuyorum, insanlar dövize karşı nasıl tutum sergiliyor' diye.

Duyduğum cümlelere zaten şaşırmıyorum. 

Bildiğimiz insanlar, bildiğimiz çıkarlar. 

Hadi parasını dövize yatırana bir nebze mecburen saygı gösterelim, ancak stoklarında mal tutup dövizin yükselmesini bekleyene ne diyelim.

Tam bir fırsatçılık, tam bir menfaatçilik.

Ticaret menfaat üzerine kurulu' diyeceksiniz.

Ticaretin ahlâklısıda gerekli' diyeceğim. 

Her fırsatta bindiğimiz dalı kesmenin, biraz fazla kazanma hırsına yenik düşmenin, piyasayı darboğaza itmenin neresi ticaret, neresi işletmecilik.

Suçlu ararsak çok!

Suçlu, ülkeye para akarken parayı beton ekonomisine gömüp, üretim ekonomisine geçmeyenlerde...

Suçlu, simsarlara döviz fırsatını verip, ekonomik savaşlara karşı geç kalmış siyasi beyinlerde...

Suçlu, bu durumu sadece kendi lehine çevirip, stoklarında mal tutup vermeyenlerde.

Devlet piyasaya mal vermeyenleri acilen tespit etmeli.

Ekonomi zaten yeterince tedirgin.

Kimin stoğunda ne kadar mal var, ne zaman satış yapmış, ne zaman satışı kesmiş belli.

Girdi fiyatları belli, piyasa fiyatları belli.

Bir an önce bu duruma müdahale etmeli.

Mal yoksa üretim yok, üretim yoksa kriz var demektir.

Zaten üretmeyen bir ülke olarak birde bu simsarlara teslim olursak, konu: Allah sonumuzu hayır etsin durumuna kadar gelir.

Stokları piyasaya salmayan patronlar!

Ülke mi, menfaat mi (?) buna karar verin.

Elinde yetkisi olan siyasetçiler...

Üretmek isteyen işletme mi, stoklarını salmayan kişiler mi (?) buna karar verin.

Hızlı şekilde denetleyin, işletmecileri ve doğal olarak müşterilerini menfaat düşkünü birilerinin kucağına itmeyin.

Hayata Seyirci kalmamanız dileğiyle.