1xbet betist supertotobet
Bugun...


Murat SEYİRCİ

facebook-paylas
Yeni trend
Tarih: 29-04-2019 08:34:00 Güncelleme: 10-06-2019 09:21:00


Ak Partili dava diye yola çıkar. 
Dava dedikleri dönemde Ak Parti bir desti gibidir.
Destinin ortasındaki şişkinlik gibi tüm dava insanları ortada birleşmiş, Recep Tayyip Erdoğan ve ona inananlar alt-üst, zengin-fakir ayırt etmeden tabanı ve tavanı ile dava partisine dönüşmüş. 
 
Ülke hızlı şekilde yatırımlara gitmiş, hem devlet ticaret yapmaz mantığı ile hem de ülkemize kaynak yaratmak için özelleştirmelere yoğunluk verilmiş.
 
Ekonomik kalkınma, cemaatler ile barışık birliktelik, toplumu kucaklayan söylemler, açılım süreci ile şans vermeler, kitleleri arkasında sürüklenmeye başlayan bir lider.
 
Derken bir sistem değişikliği hayali ve bu hayali gerçekleştirmek için Ahmet Davutoğlu seçeneği.
Ahmet Davutoğlu'nun içine sinmeyen Partili başkanlık sistemi, geciktirilen süreç ve AK Parti'nin her geçen gün güçlenen yapısı içinde eleştiri yapma özgürlüğünün kaybolması.
 
Tek kişinin isteği ile görevden alınan Ahmet Davutoğlu, tek kişinin isteği ile göreve getirilen Binali Yıldırım, birilerinin isteği ile görevlendirilen il başkanları, partililerin bile içine sinmeyen atamalar.
 
Tüm bu olan bitenleri takip eder AK Parti'nin dava insanları...
 
Derken belediye başkanlarının tek tek görevinden el çektirilmesi, bırakma nedenleri ile ilgili partililere ve topluma hiç bir bilgi verilmemesi, seçmenin iradesinin yok sayılması. 
 
Çoğu dava insanı der ki...
Dava tek taraflı değildir, tek kişinin isteği ile şekillenen bir dava ise demokrasiden uzaklaşmak demektir.
 
Parti yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişmeye başlamış, Recep Tayyip Erdoğan'ı aşırı şekilde eleştirenlere koltuk sağlanmış, istediklerini yapmayanların adı  ise davaya ihanet olarak adlandırmış.
 
Ak partililer partisini eleştiremez duruma gelmiş, eleştirdiğinde ise parti içindeki birileri bu durumu yükselme basamağı olarak değerlendirmiş, hemen ispiyonlama yoluna gitmiş.
 
Çünkü yukarıya eleştiriye kapalı biri, ispiyona prim veren kişi yerleşmiş, söylenenlere inanmayan zihniyet etrafına serpiştirilmiş.
 
Günler geçmiş, parti tabanındaki kavgalar artmış, ayrışmalar çoğalmış, partinin geçmişinde bir desti gibi ortada birleşenlerin yerine bir kum saati misali tavan ve taban olarak partililer ikiye ayrılmış.
 
Cumhurbaşkanlığı sistemi ile vaat edilen refah yerini ekonomik daralmaya bırakmış, döviz adeta azmış, faizler patlamış, ülke küçülmeye gitmiş, tüm bu gerçeklerin yerine ise beka diye inanılması zor olan bir sorun getirilmiş.
 
Ne Cumhurbaşkanlığı seçiminin erkene alınması partililere sorulmuş, ne de MHP ile ittifak dava insanlarına danışılmış.
 
Düne kadar tabanının sesini dinleyen Erdoğan bütün kararlarını kendi veya etrafındaki birkaç kişinin etkisinde verir olmuş, Partiyi damat ve MHP yönetir hal almış.
 
AK Partililerin çoğu zorla konsolide olmayı içine sindiremez...
Kendilerine göre daha düne kadar Erdoğan'a hakaret eden Devlet Bahçeli, AK Parti'yi yönetemez.
Partinin içerisindeki kendini eleştirmek ve yenilemek kültürü ise asla terk edilemez.
 
Gelinen noktada Ak Partililer liderlerinin bile yanlış yaptığını söyleyemez durumda. 
 
Partiyi eleştirdikleri için Feto yakıştırması yapılmasından korkanlar, şimdi davaya ihanet suçlaması ile karşı karşıya.
 
Ev ev gezen, Erdoğan'ın agresif seçim politikasına rağmen oy isteyen, toplumun gerildiğini görüp buna partisinin neden olduğunu bile düşünen pek çok AK Partilinin yeni korkusu "dava düşmanı" olarak anılmak veya suçlanmak.
 
Ak Partililer diğer siyasi partiler ile değil, kendi partileri içinde mücadele halindeler.
 
Ne sözlerini yukarıya anlatabiliyorlar ne de anlatmak için fırsat bulanlar Erdoğan'ı yanlış yaptığına inandırabiliyorlar.
 
Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son dönemlerde biraz ılımlı, bir kaç gün sonra ise tekrar agresif ve sinirli tavrı ise bunun kanıtı. 
 
Ak Partililer mutsuz, Ak Partililer kendilerini sorgular durumda.
 
Liderlerinin eski halini özlüyorlar, MHP hipnotizesinden kurtulmasını bekliyorlar.
 
"Ama" ile verilmiş oylar, Ak Partililerin yüreklerini sorgular.
Rahatsızlıklarını oy vermeyerek veya çalışmama kararı ile göstermek isteyen partililer ise "davaya ihanet" suçlamasına maruzlar.
 
Hayata Seyirci kalmamanız dileğiyle.




FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HABER ARA
HABER ARŞİVİ
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI