Geri döndü!

 

Yine başladık!

Hayırlı olsun.

Beka gitti, şimdi de Sisi geldi.

 

Biz uzlaşma diyoruz,

Biz dayanışma diyoruz,

Biz kardeşlik diyoruz, 

Biz birlikte yönetim diyoruz,

Biz birleştirici söz diyoruz ama yine başa dönüp duruyoruz. 

 

Cumhurbaşkanlığı rozetinin önünde dış güçlere yüklen kabul, Feto'ya kin kus kabul, haydi muhalefeti de eleştir kabul ama bir yerel adaya ver veriştir, kendi adayına oy iste işte bunu halk kabullenemiyor.

 

Bu halk Cumhurbaşkanlığı sistemini, sadece kendi anlayışından olan insanlara oy istesinler diye değiştirmedi...

 

Bu halk koyu taraf olan biri toplumu ayrışırsın diye desteklemedi...

 

Bırakın siyasetçileri, EVET diyenler bu sistemi sorgulamaya başlarsa inanç kaybolur, destek azalır. 

 

Ak Parti bu yaptıkları ile sadece kendi tabanını bir arada tutmak için çaba gösteriyor. 

Eğer kendi seçmenini sandığa götürüp adayına oy verdirtirse kazanacağını biliyor. 

 

Ya doğruluk kayboluyorsa ne yapacağız?

 

Değerli bulduğumuz Cumhurbaşkanlığı makamı, halkı kucaklamaktan uzak bir makam olursa bunu nasıl kanıksayacağız?

 

Ak Parti İstanbul seçimlerini alsa bile bunun helalleşmesini nasıl sağlayacağız?

 

"İnsanlar dünü çabuk unutur" deniyorsa bu cümleye katılıyorum...

Ancak insanlığın inancı siyasete azalıyorsa buna karşı duruyorum. 

 

İnanç azalırsa güven azalır.

Koyu partizanlık ortaya çıkarsa ayrışma sıklaşır.

Lider kişi herkesi kucaklayacağım" deyip agresif sözlerle kendi adayına oy isterse samimiyet sorgulanır. 

 

Yapma sayın Cumhurbaşkanı!

Seçimi kazanıp ayrıştıran olacağına,

Seçimi kaybedip birleştiren olmak daha doğru.

 

Zaten birleştiren olursan kaybetmezsin, sandıkta kaybetsen bile yüreklerde kazanırsın.

 

Bu ülkeyi zaten sen yönetiyorsun...

Unutma ki uzlaşma dilinden her geçen gün daha da uzaklaşıyorsun.

 

Aslında mağluptur bu yolda galip.

 

Hayata Seyirci kalmamanız dileğiyle.