Fazla Sosyal!

Son dönemlerde kreşlere yönelik projemiz nedeniyle sık sık ziyaretler gerçekleştiriyorum.
Diyeceksiniz ki "sen gazeteci değil misin, ne alaka"?
Ne yapalım...
Gazeteciliği meslek ve hobi dışına çıkartıp yanlış mı anlaşılalım.
Elbet hayati ihtiyaçlar için ticaret zekamızı da kullanalım.

Eğitim kurumu ziyaretlerimin tamamında adeta isyan var.
Öyle hafife alınacak bir isyan değil.
Kreş, anaokulu, gündüz bakımevi...
Adına ne derseniz.

Bu işletmelerin sahipleri kendilerine eziyet edildiğini, teknoloji çağında adeta birilerinin egosunu memnun etmeye zorlandıklarını söyler gibi.
Her ay elinde dosya bu eğitim kurumları, Antalya Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'nün yolunu tutuyor.

Bi dolu evrak,
Ayağa kadar gidip imza beklemeler,
Kâğıt ve zaman masrafı gibi sıkıntılar.

Eğitim kurumu sahipleri der ki...
Her ay biz neden rezillik çekiyoruz?
Biz neden her ay dosya ulaştırmak, imza attırmak gibi işkenceye maruz kalıyoruz?
Biz neden online, internet üzerinden dosyalarımızı yükleyip sorumluluğumuzu yerine getirmiyoruz?
Sorular bunlar,
İstekleri ise sürekli dosya taşımak gibi bir yükten kurtulmak,
Sıra beklememek, git-gel şeklinde oyalamalardan uzak durmak.

Cumhurbaşkanlığı sistemine geçtik, hala hantal yapıdan bir adım ödün vermedik.
Bir türlü işletmeye eziyetten, ayağa kadar getirtip trafiğe yük bindirmekten, yakıt israfı ve zaman maliyetinden vazgeçmedik. 
 

Devletin bazı resmi kurumlarının toparlanması, eziyethane olmakdan çıkması gerekir.
Verilen yetkiyi kafasına göre kullanan, çözüm yerine ego tatmini gibi havalarda olanlara yol vermek gerekir.

Yoksa çocuklarımızı eğiten bu insanlardan nasıl başarı ve sabır bekleyeceğiz?
Bu insanların psikolojisinden nasıl fayda göreceğiz?
Yazık değil mi bu girişimcilere.

Antalya Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü bir şekilde elektronik ortama geçmeli.
Prosedürler daha zamansız ve kişilere eziyet etmeden yerine getirilmeli. 

Şunu da söylemeli...
Egitim kurumu sahipleri her ay bu eziyeti cekmektense, yazılım maliyetini bile üstlenmeyi düşünüyor, yeterki işkence bitsin" diyor.

Ah bizim hantal yapımız,
Ah bizim çözümden uzak egolu duygularla makamda oturan pek çok memurlarımız.
Bir yeriniz mi eksilir cozum insanı olsanız.

Cumhurbaşkanlığı sistemine çok hızlı geçtik çünkü reis öyle istedi.
Cumhur ise prosedürlerde ezilmeye isyan etti, çözüm bekledi.
Haydi biraz hızlanalım, ah yerine alkış alalım.
Alınan ah'lar çoğalıyor demedin demeyin!

Hayata Seyirci kalmamanız dileğiyle.