Penaltı ve kırmızı kart!

 

Hakem, Antalya Şoförler ve Otomobilciler Odası'ndaki harekete penaltı dedi, daha VAR uygulamasına gitmeden Başkan Mehmet Ali Alkan'a kırmızı kartı gösterdi. 

 

Oldu mu hakem?

Hadi verdiğin karar penaltı değilse...

Hadi verdiğin kırmızı kartın rengi veya kart kararın değişmesi gerekirse...

VAR hakemlerini hiçe saymak oldu mu?

 

Antalya Şoförler ve Otomobilciler Odası ile ilgili ihbar yapılır, sonrasında bir operasyon ile başkan Mehmet Ali Alkan tutuklanır. 

 

Peki suçlu mu?

Onu hakim dahil kimse bilemez...

Çünkü yasalar net, insan hakları kesindir.

Bir kişi hüküm giyene kadar masumdur.

 

Ben hakim değilim ama daha yargılanmadan en nefret ettiğin insan bile idam edilse, bu duruma "YANLIŞ" derim.

 

Şunu da biliyorum, bu dünyada hatta bu ülkemizde yargılandığı halde yıllarca hapis yatıp suçsuz olduğu ispatlanan insanlar var.

 

Yargı ne karar verir, Mehmet Ali Alkan ile ilgili sonuç ne olur bilemem...

Benim bahsetmek istediğim de bu degil.

Ama bildiğim birşey varsa, alınan bu seçim kararı aklıma soğuk savaş mücadelesini getirdi.

 

Benim dememe gerek yok!..

Bir süredir Mehmet Ali Alkan'ın Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Adlıhan Dere ile arasının iyi olmadığını herkes bilir.

 

Hatta Antalya'nın en büyük odasının başkanı olan Alkan'ın, neden daha ilk günlerde kendinden kat kat daha aşağıda  üye sayısına sahip Antalya Büfeciler Odası Başkanı Adlıhan Dere'nin yerine AESOB'a aday olmadığı hep garip karşılandı. 

 

Niye Adlıhan Dere diyorum...

Belli ki Alkan avukatı aracılığı ile yaptığı, "beni seçimlerde yıkamayanlar zor durumumdan faydalanmaya çalışıyor" açıklaması ile Dere'yi kast ediyor.

 

Zira, bir dahaki seçimlerde en büyük rakibi elbet Alkan olacaktı. 

 

Şimdi gelelim maça!

Maçı yöneten kim?

Hakem kim?

 

Kim Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Esnaf Genel Müdürlügü'ne seçim kararı için başvurdu ve daha davanın ilk duruşması bile olmadan itiraz edip, "oda başsız, yönetimsiz kaldı" dedi. 

 

Bakanlık kime başvurup durum ile ilgili görüş istedi.

Bakanlık AESOB'tan aldığı görüşte hangi açıklamaları dikkate aldı?

 

Aslında soru da net,

Cevabı da belli.

 

Diger başkan adayı Niyazi Özçelik sen bakanlığa başvur...

Bakanlık üst kuruluştan görüş iste...

Gelen görüşe göre de oda başsız kaldı diye seçim kararı al.

 

Tamam hadi buraya kadar normal diyelim.

İyi de Mehmet Ali Alkan nasıl aday olabiliyor?

Acaba suçu kanıtlanmadığı, şu an anayasaya göre hala suçsuz olduğu için olabilir mi?

 

Yine başkanlık için aday olan Alkan seçimi tekrar kazanırsa ne olacak?

 

Bu kez aynı durum devam ettiği için tekrar "oda başsız" diye başvuru yapılırsa bakanlık bu kez neye göre karar verecek?

 

Bakanlık tekrar AESOB'tan görüş isteyecek mi?

Görüş istenirse aynı görüş, kopyala-yapıştır gönderilecek mi?

 

Tekrar seçime gidilmezse itiraz eden kişi bakanlığa, "madem neden ilk başvuruda seçime gittin" demeyecek mi?

 

Ülkemizin geldiği nokta bu,

Görüntü ise şu!

 

Adalet tecelli etmeden makam isteyenler, adalet tecelli etmeden tüm gücünü olası rakibi için devreye alanlar.

 

İşin özü şu!

Hakeme rağmen Alkan maçı alırsa ne olacak?

VAR kararını beklemeden, "kararım karar" diyen hakeme kim güvenecek?

 

Olmadı!

Bana göre bakanlık, bu kararında sınıfta kaldı.

AESOB ise bekletmesi gereken süreci, yeni bir belirsizliğe taşıdı. 

 

Derdimiz biraz demokrasi,

Sadece birazcık demokrasi.

 

Pardon!

Demokrasinin tanımı değişmişti değil mi.

 

I am sory.

 

Hayata Seyirci kalmamanız dileğiyle.