Son günlerde Antalya Büyükşehir Meclisin de, Serik Belediyesi’nin gündem dışı kalan önergesi sonrası yaşanan tartışmalar, basında yer alan haberler üzerine kamuoyunu aydınlatmak ve medyamızı doğru bilgilendirmek, yıpratılmak istenilen çiftçimizin sahibi olduğu Antbirlik’in menfaatlerini korumak amacıyla: 

Kamuoyuna duyurulur  

Devlette devamlılık esastır. Kimse, temsil ettiği kurumun geçmişini yok sayarak ve kafasına göre ben yaptım diyerek yönetemez. Kimse, kimsenin hakkını gasp edemez. Kurumlar kalıcı, bizler gidiciyiz. Kişisel çıkarlarımız, hesaplarımız için tartışma yaparak bu kurumlarımızı yıpratmaya hakkımız da yok. Bugüne kadar kurumlarımızı yıpratmamak için susmayı tercih ettik. Biz haklıyız ve hakkımızı hukuki yollardan alacağımızdan eminiz. Bu nedenle bu tartışmalara girmekten uzak durduk. Fakat son yıllarda ciddi yatırımlar ve projelerle Türkiye’nin gündemine oturan Antbirlik’in, birilerinin çıkarları için eksik, yalan/yanlış ve kişisel hesaplar yapılarak yıpratılmasına izin vermemek adına, kamuoyunu siz değerli medyayı bilgilendirmek zorunda kaldım.  

Antalya Büyükşehir Meclisinde 9 Kasım tarihinde çiftçimize ait Serik Cumalı Mahallesi’nde ki 2013 yılında imardan geçen parselimizle ilgili Serik Belediyesinin getirdiği önergenin gündem dışı kalmasıyla başlayan tartışmalar Antbirlik olarak bizi derinden üzdü. Kısmen kasıtlı, kısmen hatalı, kısmen çıkar odaklı ve kısmen eksik bilgilerle yapılan bu tartışmalarla, alakalı/alakasız birçok kişi işin içine çekildi. Ben, Serik Belediye Başkanı Sayın Enver beyin, eksik, hatalı ve ya yanlış bilgilendirildiğine inanıyorum.

Kesinlikle art niyetli olduğunu düşünmüyorum. Çiftçi ile karşı karşıya kalmayı asla istemez. Kendisi de bu yörenin halkı. Hakka, hukuka olan inancını asla tartışmam. Bu işte bir hata olmazsa; başkan bu dosyayı büyükşehir meclisine getirip, geçmişte alınan hakları, yapılan anlaşmaları, atılan imzaları ve karşılıklı imza altına alınan protokolleri yok sayıp yeni bir girişimde bulunmazdı.  

Antbirlik, 68 yıl önce her siyasi görüşlü çiftçilerin bir araya gelerek ortak çıkarları uğruna kurduğu bir kurum. Yıllarca da kurum olarak siyasetten uzak ülke ekonomisine, şehir sinerjisine ciddi katkılar sunmuş. Burada alın teri, tırnak sızısı, doğmamış yetimin hakkı var. Yani kısaca Antalyalı çiftçilerimizin anaların ak sütü gibi helal hakları var. Bu hakkı da kimseye yedirmem. Hakkımız ne ise gerek kurum ve kuruluşlarımızı ikna ederek gerek yasal yollara başvurarak korurum. Serik Belediyesi bizim yerimizde imar planı tadilatı başlığı altında yeni bir düzenleme yaparak geçmişte bağış olarak aldığı 5 bin 61 metrekare alanı görmezden geliyor ve yeni düzenlemede, usule, akla, adalete ve kanunlara aykırı bir şekilde yeni bir hak iddia ediyor. Biz kurum olarak bu konu Serik Meclisinde görüşmeye başlamadan önce gerekli tüm itirazlarımızı ve doğru bilgilendirmelerimizi yazılı olarak yaptık. Gerekli kurumları ve kişileri de bilgilendirdik. Buna rağmen konu Büyükşehir Meclisine geldi. 

Tartışılan yerimizde; 2013 yılında bütün yasal mevzuatlar işletilerek, park, yol ve kamu hakkı devredilerek bir plan yapılmış. Plan Sayın Mehmet Habalı başkanlığında onaylanmış. Sonraki başkan Sayın Ramazan Çalık buradaki haklara uymuş ve geçmiş yönetimin bir firma ile yaptığı ticari alan için izin verilmiş. Biz göreve geldiğimiz de firma ile kurumumuz arasında yapılan bu sözleşmede;  çiftçimizin hak ihlaline ugradığını tespit ettik ve sözleşmeyi iptal ettik. Konu yargıda. Mahkeme devam ediyor. Şimdi kim, hukuki süreç devam eden bir yere talip olur? Mahkeme bitmeden buranın üzerinden pay sahibi olmaya çalışır? Hangi yatırımcı sonucu ne olacağı belli olmayan bu alanda gelecek planı yapar? Elbette buraya çiftçimizin, kurumumuzun menfaatleri doğrultusunda haklarını koruyarak bir plan yapılacak. Ama bu hukuki süreç bitince olacak. Şu an orada bir hesap, plan varmış gibi algı oluşturuldu.  

Şimdi buradan ilan ediyorum. Ben, geçmiş yönetimin haksız, çiftçiyi zarara uğratan tüm anlaşmaları mahkemelere taşıyıp iptal ettirdim. Çiftçinin hakkını yedirmemek için, birçok kişiyle düşman oldum. Hiçbir gün konumumu fırsat bilip şov yapmadım. Siyasi bir hesap gütmedim. Her zaman çiftçimizin hakkını adaletli olarak korudum. Bundan sonrada çiftçimizin hakkını, ne sahada ne masada ne de kapalı kapılar arkasında yapılan hesaplara kurban ettirmem.

Antbirlik üzerinden yapılan/yapılacak kirli oyunlara izin vermem. Bize el uzatıp bütün projelerimize, çalışmalarımıza sınırsız destek olan devlet büyüklerimizin de yıpratılmasına asla göz yummam. Bu yaşanan süreç bizi, çiftçimizi üzdü, kurumumuz yıprandı. Antbirlik birilerinin kafasına göre yönetileceği başıboş bir kurum da değildir.  Denetimleri devlet tarafından yapılan, takip edilen hesap veren bir kurumdur. Burası babadan kalma esnaf dükkanı veya işporta işletmesi değil. Geçmişte bu zihniyetle yönetilmiş. Artık burada şeffaf bir yönetim var. Verememeğim hesap yok. Burası kamuya mal olmuş ciddi bir kurum. Burada kafana göre al/sat, kafana göre istediğin gibi yönet, sermayeyi istediğine yönlendir o kadar kolay değil. Bunu iddia etmek bile devletin nizam ve kanunlarına hakarettir.  Devleti, kanunları, hukuku yok saymaktır.  Kafasına göre yönetenlerin sonunu hatırlarsınız!

Ayrıca bu kurumla uğraşan üç beş laf cambazından oluşan şer cephesi de hem kamu vicdanında hem de adalet önünde hesap verecek, onlara da duyurulur. Tekrar söylüyorum. Ben, Serik İlçemizin Belediye Başkanı Sayın Enver Aputkan’ın kasıtlı olduğuna ihtimal vermiyorum. Bu yanlış, ya kurumlar arası görüşmelerle hakkaniyetli bir şekilde çözülecek ya da adaletin kestiği parmak acımayacak. Bekleyip göreceğiz. Şu ana kadar susmamız nedeni; kurum ve kuruluşları tartışır hale getirip toplum nezdinde yara almasını engellemekti. Tartışmalardan dün olduğu gibi bundan sonrada uzak duracağız. Siz değerli basınızı, bilgilendirmek için ilk kez bu çizgimizden ödün verdik.

Saygılarımla