1xbet betist supertotobet
Bugun...



Bina altındaki su depoları tehlike saçıyor

Evlerimizde musluktan akan suyu genellikle içme suyu olarak tercih etmesek de; ellerimizi yıkıyor, duş alıyor ya da dişlerimizi fırçalıyoruz.

facebook-paylas
Tarih: 04-03-2020 15:46

Bina altındaki su depoları tehlike saçıyor

Evlerimizde musluktan akan suyu genellikle içme suyu olarak tercih etmesek de; ellerimizi yıkıyor, duş alıyor ya da dişlerimizi fırçalıyoruz. Çeşitli yollarla vücudumuza temas eden ve ne kadar temiz olduğuyla ilgili pek de bilgi sahibi olmadığımız musluk sularıyla ilgili MMO Antalya Şube Başkanı Doç. Dr. İbrahim Atmaca ve Başkanvekili Devrim Kılıç, dikkat edilmesi gereken noktalarla ilgili uyarılarda bulundu.

 

Genellikle binalarımızın bodrum katlarında bulunan su depolarının temizliğinin ve kullanılan tesisatın uygunluğunun, kullandığımız bu suyun hijyenini doğrudan etkilediğine vurgu yapan Atmaca ve Kılıç, su depolarının temizliği konusunda ve uygulanması gereken en uygun tesisat hakkında vatandaşların bilgilendirilmesinin son derece önemli olduğunun altını çizdiler.


Yönetmelik ne diyor?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği gereği, çok yüksek yapılarda 30 tondan, umumi binalar ve yüksek katlı yapılarda 15 tondan, 10 bağımsız bölüme kadar konut binalarında 3 tondan, diğer binalarda 5 tondan az olmamak üzere yapının kullanma amacı, günlük su ihtiyacı varsa yangın söndürme sistemi gibi kriterler ile ulusal ve uluslararası standartlara uyulmak ve gerekli drenaj ve yalıtım tedbirleri alınmak şartıyla hacmi belirlenen su depoları binalarımızda bulundurulmalıdır. Hatta konut binalarında 10 bağımsız bölümden sonraki artan her bağımsız bölüm için su deposu hacmi 0.5 ton arttırılmak zorundadır.
Su depolarının Antalya Büyükşehir Belediyesi imar yönetmeliği gereği binaların bodrum veya çatı katında tertiplenebileceği gibi bina alanı dışında ön, yan ve arka bahçelerde toprağa gömülü şekilde de yerleştirilebileceğini ifade eden Makina Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Doç. Dr. İbrahim Atmaca, “Binaları incelediğimizde su depoları genellikle hidrofora bağlı şekilde binaların bodrum katında bulunmaktadır. Bu depolar genellikle betonarme veya paslanmaz çelikten yapılmaktadır. Depolar müdahale ve temizleme kapakları ile bulunduğu ortamda havaya açıktır. Hava içerisindeki mikroorganizmalar su deposuna girer ve uygun şartları bulduğunda ürerler. Ayrıca şebekeden gelen suyun içerisindeki kaba partiküller, çamur ve kum gibi maddelerde deponun kirlenmesine neden olabilmektedir.  Ayrıca eğer su durgun halde uzun süre kalırsa yosunlanabileceği gibi yine zararlı bakterilerin oluşmasına neden olabilmektedir. Birçok su deposunda bu nedenlerle bakteri ve mikrop ürediğini gözlemlemekteyiz ki bu da kullanıcı için birçok sağlık riski oluşturmaktadır. Günümüzde bu sular her ne kadar içme suyu olarak kullanılmasa bile diş fırçalama, el-yüz yıkama gibi vücutla olan birçok teması nedeniyle riskli olabilmektedir.” Dedi.


Su Depoları betonarme ya da paslanmaz çelik sacdan imal edilmelidir
Su depolarında bu tür kirlilik ve bakteri üremesinin önüne geçebilmek için bir takım tedbirler almanın şart olduğunu aktaran Atmaca, “Öncelikle su depoları mimari olarak doğru konumlandırılmalıdır. Su deposu üzerindeki katta tuvalet, mutfak, banyo gibi ıslak hacimler kesinlikle olmamalıdır. Zira buralardan olacak bir sızıntı bile deponun doğrudan kirlenmesine sebep olacaktır. Kullanım suyu depoları betonarme yapılıyor ise mutlaka içerisi hijyen kurallarına uygun şekilde seramik kaplanmalı ve anti bakteriyel derz malzemeleri ile kaçağa izin verilmemelidir. Su kaçağı ya da dışarıdan su girişini engellemek için betonarme depoların iç yüzeyi sıhhi yönetmeliklere uygun membran veya sürme izolasyon malzemeler ile yalıtılmalıdır.  Depo eğer betonarme olmayacak ise galvaniz kaplanmış sac kesinlikle kullanılmamalı, mutlaka paslanmaz çelik tercih edilmelidir. Depo üzerinde müdahale kapağı, taşma borusu, şamandıra, su seviye göstergesi ve özellikle temizlik için üzerinde vana bulunan dip boşaltma borusu bulunmalıdır. Sudaki mikroorganizmaların bertaraf edilmesi için depo içerisine klor veren otomatik dozaj pompalarının konması da önemlidir. Klorlamanın mümkün olduğunca bu şekilde otomatik yapılması yani insan faktöründen arındırılması hem klor tüketim maliyeti açısından hem de fazla ya da eksik klorun insan sağlığını etkilememesi açısından önem arz etmektedir.”ifadelerini kullandı.


Depo dışındaki ekipmanlar da su hijyeni açısından önemlidir
Makine Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanvekili Devrim Kılıç ise, su deposu ve ekipmanlarının doğru şekilde projelendirilmesi ve projelere uygun yapılmasının hem sağlık hem de doğru işletme yönünden son derece önemli olduğuna dikkati çekerek, “Şebekeden gelen su öncelikle bir kaba ön filtreden geçirilerek depo dolum ağzından depoya doldurulmalıdır. Bu depo ağzında depo dolduğunda suyu kesecek şekilde mekanik veya otomatik dolum vanası bulunmalıdır. Depo hidrofor ile doğrudan bağlantılı olmalı, mümkün ise zeminde kademe yapılarak hidrofor depodan aşağıda konumlandırılmalıdır ki depo dibinde durgun su kalmasın.  Hidrofor sonrasında basınç dalgalanmalarını engellemek, musluk ağzında hazır basınçlı suyu bulundurmak ve hidroforun sık sık devreye girip çıkmasını engellemek için uygun hacimde bir genleşme tankı sistemde bulunmalıdır. Zorunlu olmasa da su kullanıcıya gitmeden önce özellikle sıhhi tesisat boruları, bulaşık ve çamaşır makinası gibi su tüketen cihazların kirlenmemesi ve kireçlenmemesi için, ayrıca metal boru ve malzemelerin korozyona uğramasını geciktirmek için kum filtresi ve su yumuşatma cihazları tercih edilmelidir. Bakteri ve mikroorganizmaları imha etmek için ultraviyole cihazlarının konulması da önemlidir.” Şeklinde konuştu.  

 
Su deposu muhakkak hidrofora bağlı çalışmalıdır
Doç. Dr. İbrahim Atmaca, depolarla ilgili olarak gördükleri en yaygın kullanım hatasının deponun hidrofor bağlantısının kesilmesi ve hiçbir önlem alınmayan suyun doğrudan şebeke basıncı ile kullanıcıya ulaştırılması olduğunu belirterek, “Bu bir risk oluşturduğu gibi depoda kullanılmayarak uzun süre duran suyun kirlenmesi ve bakteri üremesi, hatta çamurlaşması söz konusudur. Herhangi bir su kesintisinde depodaki bu suyun kullanılması tehlikeli sonuçlar doğurabilmektedir. Su deposu mekanik donanımının bulunduğu alanlar genellikle rutubetli olduğundan bu hacimlerin mekanik ya da doğal olarak havalandırılmalısı da sağlanmalıdır. Su sızıntıları ve biriken suları tahliye etmek için uygun süzgeç veya ızgaralar ile su giderleri de bu hacimlerde bulunmalıdır.Su deposu içerisinde ya da mekanik odasında haşere ürememesi için de gerekli fiziki koşullar sağlanmalıdır. Zira bu haşerelerin depo içerisinde düşmesi de deponun başkaca bir kirlenme sebebidir. Bu gibi durumlarda depo boşaltılmak zorunda kalındığından ciddi bir su israfı da söz konusudur. Su depoları sağlık açısından yılda en az bir defa mühendislik hizmeti veren bir firma tarafından mutlaka gözden geçirilmeli ve gerekli ise temizlenmelidir” dedi.







Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HABER ARA
HABER ARŞİVİ
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI YUKARI