Budak teklifte emeklilik aylığı bağlanmasında yaş şartının kaldırılmasını ve prim gün sayısının tüm çalışanlar için 7 bin 200 gün olarak belirlenmesini önerdi.  Sayıları 6 milyonu aşan EYT’lilerin mağduriyetlerinin ivedilikle giderilmesini isteyen Budak, “IMF defteri kapandı diyen iktidar, samimiyse IMF politikalarının en büyük mağduru EYT’lilerin sıkıntılarını ortadan kaldırır. İktidar bahane değil, çözüm üretme makamıdır” dedi.

İktidarın SGK açıklarını bahane ederek EYT sorununu çözmeye yanaşmadığını belirten Budak, “SGK açıklarını insanların kazanılmış haklarını gasp ederek değil, yeni istihdam yaratarak çözün. Ülkenin kaynaklarını dövize endeksli garanti ücretlerle yandaş müteahhitlere, şehir hastanelerine aktaracağınıza sosyal güvenlik sistemine aktarın. İşin kolayına kaçmayı bırakın. Mağduriyetleri giderin” diye konuştu.

“YANDAŞA, FAİZ LOBİLERİNE VAR, EYT’LİYE YOK"
Çetin Osman Budak EYT’lilere yönelik şunları söyledi:
“Erdoğan, ‘çift dikiş’ diyerek EYT mağdurlarını fırsatçılıkla suçlamıştı. Erdoğan’a göre,  EYT mağdurları hem emekli maaşı alacaklar hem de kayıt dışı çalışıp maaş alacaklar. Pandemide EYT’liler iki kere mağdurlar. Ne emekli maaşı alabiliyorlar ne de iş bulabiliyorlar. Bu insanlar kuru soğana muhtaç olmamak için haklarını istiyorlar. 20 yıldan fazla çalışıp bu ülkeye değer üretmiş insanlara bir emekli maaşını bile çok görmek hangi vicdana sığar?

İşlerine gelmeyince bahaneleri hazır. ‘Kaynak yok’ diyerek topu taca atıyorlar. Yazlık saraylara, kışlık saraylara kaynak var. Yandaş müteahhitlere, yandaş medyaya kaynak var. Bakanlar, eski milletvekilleri ikişer, üçer maaş alırken çift dikiş olmuyor. EYT’lilerin devlete bir yıllık maliyeti yaklaşık 14 milyar lira. Devlet bu yıl sadece nisan ayında faize 16 milyar lira ödedi. Bir ayda faize ödedikleri miktardan daha azını EYT’lilere çok görüyorlar. Her fırsatta ‘IMF devri kapandı’ diyen, muhalefeti IMF ile işbirliği yapılmasını istemekle itham eden Erdoğan, işine geldiğinde IMF mirası politikalara dört elle sarılıyor. IMF mirası bu sorun çözülmeli. Nasıl 2002 seçimlerinde bu düzenlemeyi yapanları halkımız pişman ettiyse, bu düzenlemede ısrar edenleri de aynı son bekliyor”