Tweet |
Gazeteci Murat Seyirci Şarm El-Şeyh’te gerçekleştirdiği dalışlarla süreci yerinde deneyimledi, uzman isimlerle dalış turizmi ve dalış sporuna dair eksileri ve artıları ele aldı.
Ülkemizde turizm denince akıllara ilk gelen şehir Antalya. Denizaltı zenginliği denildiğinde ilk akla gelen şehirlerden biri ise Mısır’ın dalış turizmi ile ünlü şehri, Kızıldeniz’in güzelliğini konuklarına sunan Sharm El Sheikh (Şarm El-Şeyh). Antalya ve Şarm El-Şeyh arasındaki dalış turizminin farklılıkları neler? Akdeniz’e kıyısı olan Antalyamız neden Şarm El-Şeyh kadar dalış turizminden payını alamıyor? Neden denizimin altındaki zenginlileri koruyamıyor, yerel halkın ve turistlerin verdiği zararlara neden göz yumuyoruz. Şarm El-Şeyh ziyaretimde iki şehrin dalış turizmini, su altı zenginliklerini, sürreal bir atmosferde yaptığım dalışlar ile inceledim, Antalya olarak avantajlarımızı, yaptığımız hataları ve eksiklikleri tespit ettim. Ancak öncelikle dalış turizmi ve dünyadaki gelişimine bakalım, ülkemizdeki durumuna bir göz atalım ve sonrasında Şarm El-Şeyh gezi notlarımdaki yaşanmışlıkları yelken açalım.
DALIŞ TURİZMİ
Su altı dalışının geçmişi 16. yüzyılda karşımıza çıksa da, 1936 yılında başladığı dalış denemelerinde Fransız okyanus uzmanı Cousteau’nun taşınabilir dalış ekipmanlarında yaptığı değişiklikler, 1943 yılında Fransız mühendis Emile Gagnan ile tek parça olarak zahmetsiz, pratik kullanım imkanı sağlayan dalış kıyafetinin üretilmesi ve dalış regülatörünü icat edilmesi, dalış sporunun miladı olarak kayıtlara geçer.
Günümüzde ise turistlerin değişen istekleri ve bilinmeyene olan özlemleri içlerindeki keşif içgüdüsünü gün yüzüne çıkartırken, suyun altındaki zenginlikleri görme isteği de ‘Dalış Turizmi’nin de her geçen gün talep gören seçenekler arasına girmesine neden oluyor. Su altı dalış turizmi; su altı dünyasının flora, fauna ve arkeolojik kültür varlıklarını gösteren, fotoğraflanmasını ve kayda alınmasını sağlayan, ziyaret edilen şehri görme fırsatı sunan, konaklama ve ağırlama hizmetlerini de içine alan bir turizm çeşidi. Kısaca bir ülke için döviz, şehir için tanıtım, kişiler için farklı bir deneyim demektir.
DÜNYADA DALIŞ TURİZMİ
Profesyonel Dalış Eğitmenleri Birliği (PADI) verilerine göre 1967 yılından bu yana 32 milyonun üzerinde kişi dalış belgesi sahibi oldu. 1996 - 2015 yılları arasında her yıl verilen sertifika sayısı 900.000 civarında. 2023 yılına kadar bu sayı her yıl (pandemi dönemi hariç) ortalama yüzde 15 arttı.
Avrupa’da bulunan 6 milyona yakın gezgin sertifikalı dalıcının dörtte biri, her yıl farklı bölgelerde dalış gerçekleştiriyor. Güney Avustralya, Bahama Adaları, Kanada-Baffin Adası, Papua Yeni Gine, Mısır Kızıldeniz, Güney Afrika Ümit Burnu, Ekvador-Galapagos Adaları, Brezilya, Endonezya, Filipinler, Maldiv Adaları, Mısır, Tayland- Similan Adaları, Meksika, Costa Rica, Mikronezya Federal Devletleri gibi dünyada sayılı dalış noktaları bulunuyor. Yılda 10 milyon Avrupalı turistin dalış için sadece Mısır’a gitmesi, dalış turizminin önemli ortaya koyuyor. Bazı raporlamalarda dünya üzerindeki mercan kayalarının toplamda yıllık 36 milyar dolarlık bir ekonomik değeri olduğu, bunun 19 milyar dolarının dalış turizminden geldiği belirtilmekte.
.........................................................
DALIŞ SPORU İÇİN EĞİTİMLER
1 yıldızlı dalıcı olmak için 5 dalış ve teorik eğitimler alınmalı.
2 yıldız dalıcı olmak için 25 dalış, teorik ve su altı pratik eğitimler alınmalı.
3 yıldız dalıcı olmak için öncelikle 3 uzmanlık (İlk Yardım, Yön Bulma ve Derin Dalış Uzman Dalıcı) eğitimleri alınmalı. Sonrasında 3 yıldız brövesini almaya hak kazanıyorsunuz. 3 Yıldız almak için 2 yıldız belgesini aldıktan sonra kayıtlı 50 dalış yapmak zorundasınız. Tüm belgeler için yapacağınız dalış sayısı ise 91
.............................................................................
TÜRKİYE’DEKİ DENİZ ALTI GERÇEĞİMİZ
Türkiye, sahip olduğu boğazlar nedeniyle tarih boyunca ticaret gemilerini ya limanlarına çekti ya da kıyılara yakın seyretmelerine neden oldu. Yol gösterici cihazlarının bulunmadığı dönemlerde, kıyılara yakın seyreden bazı gemilerin sis, bilinmeyen kayalıklar ya da ani gelişen fırtınalar nedeniyle battığı biliniyor. Yine denizlerimizde savaş nedeniyle batan gemiler de bize tarihten kalan bir miras.
Bu durum, Türkiye kıyılarını su altı dalış turizmi ve su altı arkeolojisi açısından oldukça cazip kılıyor. Ancak ülkemiz, üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen dalış turizminde dünyada istenen noktada değil. Denizlerimiz; Kızıldeniz, Kanarya Adaları, Maldiv Adaları, Papua Yeni Gine ve Avustralya’nın kuzey ve doğu kıyılarındaki tropikal denizlerin çok zengin flora ve faunasına sahip değil. Ancak mevcut zenginliğimizi korursak ve dalış turizmini çeşitlendirirsek, denizin altındaki doğalgaz buluşu kadar değerli bir gelire sahip oluruz.
TÜRKİYE’DE DALIŞ NOKTALARI
Antalya merkez daha çok eğitim amaçlı dalışlara ev sahipliği yaparken, Alanya, Side, Manavgat, Kemer, Kaş, Kalkan, Tekirova, Fethiye, Muğla, Bodrum, Ayvalık, Çanakkale, İstanbul’daki pek çok dalış noktasında tarihten kalma batıklar, tarihi antik kalıntılar, mağaralar, sonradan oluşturulmuş denizaltı müzeleri, denizaltı bitki ve balık familyası bulunuyor.
Pahalı bir hobi ve spor olan dalış, ülkemizin para biriminin çoğu para birimi karşısında değer kaybetmesi nedeniyle yabancı turistler tarafından daha kolay finanse edilebiliyor. Bu durum ülkemize döviz kazandırmak için avantaj gibi gözükse de, maalesef yerli halkın dalış sporundan yeterince faydalanamamasına neden oluyor.
..................................................
DALIŞ VE EĞİTİM FİYATLARI
Pahalı bir hobi-spor olan dalış için Antalya’da ayrılması gereken ortalama bütçeler ise…
Tek dalış 25 Dolardan başlıyor.
1 Yıldız dalıcı olmak için harcayacağınız rakam 200 ile 350 USD aralığında.
2 Yıldız için 850 ile 1200 USD,
3 Yıldız dalıcı olmak için harcayacağınız rakam 3500 USD
......................................................................................
ANTALYA’DA DALIŞ DÖNEMİ
Antalya’da ve ilçelerinde faaliyet gösteren dalış okullarının bir kısmı sadece yaz sezonunda, diğer kısmı ise yıl boyunca faaliyetlerine devam ediyor. Dalış turizmi Nisan ayında başlayıp, Ekim ayına kadar sürüyor. Kışın ise dalış okullarının büyük bölümü hava şartlarına göre dönem dönem hizmet veriyor. Akdeniz ikliminde yılın büyük bölümü hava durumu açısından dalış turizmine uygun durumdayken, bu avantajı yeterinde kullanamadığımız bir gerçek. Buna rağmen 2023 yılında Antalya ve ilçelerini kapsayan dalış noktalarında 120 binin üzerinde kişi dalış gerçekleştirdi.
2019 yılında yaklaşık 10 bine yakın yerli ve yabancı turist ‘Side Sualtı Müzesi’ne dalış yaptı. Sadece Antalya ölçeğinde bakıldığında dalış turizminin sağladığı ekonomik değer 3 ile 5 milyon dolar arasında. Üstelik bu rakama konaklama, alışveriş, eğlence giderleri ve özel harcamalar dâhil değil.
Mısır’ın dalış turizmi için yılda 10 milyon turisti ağırladığını, konaklama ve özel harcamalarla dalış turizminden 1 milyar dolara yakın para kazandığını düşünürsek, ülkemizin bu pastadan aldığı payın minik bir dilim olduğu ortaya çıkıyor.
...................................................................
ANTALYA BÖLGESİNDEKİ BATIKLAR
B-24 Amerikan Savaş Uçağı Batığı (Manavgat)
Gelidonya Antik Batığı (Antalya körfezinin en batısında)
Uluburun Antik Batığı (Kaş)
İtalyan Savaş Uçağı Batığı (Kaş)
Paris Batığı (Kemer Yat Limanı bir buçuk km. açıkta)
Fransız Sosyete Batığı St.Didier (Antalya Yat Limanı)
.......................................................................................................
Dalış tarihi, dalış turizm ve dalış noktaları bilgilerinden sonra gelelim dünyanın en güzel dalış noktalarından birine sahip Mısır – Şarm El-Şeyh (Sharm El Sheikh) seyahatime…
24 Ocak 1993 yılında suikast sonucu öldürülen değerli meslektaşımız, büyüğümüz, gazeteci Uğur Mumcu’nun dediği gibi… ‘Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz’. 3 yıldıza sahip bir dalıcı olarak Sina Yarımadası’nın güney ucunda yer alan Şarm El-Şeyh’te dalış turizmini bizzat deneyimleyerek ve araştırarak yaşamak istedim. Hatırlatmakta fayda var, Kızıldeniz’in su altı zenginliğini keşfetmek için en iyi zaman Mart –Nisan, Ekim – Kasım aylarıdır. Şarm El-Şeyh’e gidişte vize gerekmiyor. Aralarında Suda Arama Kurtarma Derneği üyelerinin de olduğu sekiz kişi ile önce İstanbul, ardından direkt uçuş ile 2 saatte Şarm El-Şeyh’e ulaştık. Özellikle meraklılarına not düşelim, gazeteci dâhil hiçbir yabancının drone ile şehre girişine izin verilmiyor. Drone havalimanında emanete alınıyor, çıkışta da emanet bedeli yatırılarak drone sahibine teslim ediliyor. Ancak prosedür çok uzun sürüyor.
Şık ve tertemiz caddeleri, geceleri eğlence dolu mekanları, lezzetli yemekleri ile Şarm El-Şeyh, küçük bir tatil şehri. Para birimi olarak Mısır Lirası kullanılıyor. Dolar, şehirde kullanılan diğer para birimi ama dolarınızı Mısır lirasına çevirmek isterseniz, ilginçtir ki döviz bürosu bulmanız çok zor. Taksi dahil herhangi bir toplu taşıma aracında, bazı restoranlarda, teknelerde, Kuran’ı Kerim dinlendiğine şahit olursunuz. Bu gerçeğe rağmen (Park ve caddeler hariç) açık ve kapalı işletmelerde alkol yasak değil.
ŞARM EL-ŞEYH DALIŞ NOKTALARI
Şarm El-Şeyh’te de ülkemizde olduğu gibi yabancılar rehber dalıcı olmadan dalış yapamıyor. Antalya grubunun rehber dalıcıları ise şehirde Aquamarıne Sharm isimli dalış okulunun sahibi Mohammed Gamal Morsy, yardımcı rehberler Mina Magdy ve Osama Al-Sultan oldu. Şarm’da kişi başı tek dalış fiyatı 40 dolardan başlıyor, türü, yeri ve lojistiğine göre 100 dolara kadar çıkıyor.
Şarm El-Şeyh’te yat limanına geldiğinizde dalış turizminin ne derece ciddiyetle yapıldığını daha net anlıyorsunuz. Öncelikle yatların tamamı lüks, fiberglas, saç ve alüminyumdan yapılmış. Ahşap yat görmeniz çok zor.
Kısa sürede tüm hazırlıklar ve ekipmanlar tamamnarak dalış için Kızıldeniz’e açılıyoruz. Sahrk & Yolanda, Dunraven Wreck, Thistlegorm Batığı, Canyon Dahab, Bluehole, Gordon Resifi (Kayalığı), Thomas Resifi, Woodhouse, Jackson Resifi, Laguna Resifi, Ras Bob, Ras Nasrani, Far Garden, Near Garden, Middle Garden, Ras Umm Sid, Temple, Ras Katy, Ras Za’atar, Ras Ghozlani, Shark Observatory ve Jackfish Alley olmak üzere 22 görülmesi gereken dalış noktası olan Şharm’da, denizin altı büyüleyici bir görsel ikram sunuyor. Kızıldeniz’in altında mercan resiflerini, barakudaları, mürenleri, yarasa ve Napolyon balıklarını, dev kaplumbağaları görerek… Teknede ise Mohammed Gamal Morsy ile sohbet ederek bölge ve dalış turizmi hakkında pek çok bilgi edindim.
Ben sordum dalış eğitmeni ve turizmci Mohammed Gamal Morsy cevapladı. Verilen cevaplara karşılık Antalya’da nasıl bir uygulama ve davranış sergilediğimizi ise Antalya’daki dalış eğitmenleri Yücel Turhan, Suda Arama Kurtarma Derneği Başkanı Mustafa Bilyaz, dalış okulu sahipleri ve konunun uzmanları anlattı. Cevaplar, ‘Antalya’daki uygulama’ bölümünde.
Murat Seyirci:
‘Teknelerin dalış noktalarında demir atmaması dikkatimi çekti. Yasak mı?’
Mohammed Gamal Morsy:
‘Evet yasak!’ Sualtındaki resiflere, mercanlara, bitki örtüsüne, balık yuvalarına zarar vermemesi için teknelerin demir atması yasak. Dalıcıları dalış noktasına bırakan kaptan, teknesini daha derin sulara çekerek dalışın bitmesini bekler.
Antalya’daki uygulama:
(Kaş’ın bazı dalış noktalarında ya da gemi trafiğinin yasak olduğu bölgelerde ve Kekova Batık Kent bölgesinde demir atmak yasak. Side Su Altı Müzesi’nin kapsadığı alanda da demir atmak yasak ancak müze, demir atan yatlar ve balık yakalamak için ağ atan yerel halk tarafından tahrip edildi. Antalya dahil, diğer bölgelerde yasak bulunmuyor.)
Murat Seyirci:
Dalgıçlara eldiven giyilmemesi konusunda uyarınız oldu, neden?
Mohammed Gamal Morsy:
Dalış esnasında dalıcılar, eldivenin verdiği koruma özgüveni ile dokunmaması gereken hassas yerlere dokunuyor. Resiflere, balık üreme noktalarına zarar veriyor. Dokunulmaması için uyarıyor, eldiven ile gelecek cesareti de eldiven taktırmayarak engellemek istiyoruz.
Antalya’daki uygulama:
(Rehber dalıcılar dokunulmaması konusunda uyarılarda bulunurken, tehlikeli ve zehirli olabilecek canlılara da dikkat çekiyor. Eldiven, sıklıkla deniz dibi temizliğinde kullanılıyor.)
Murat Seyirci:
Su altında zemine belirli bir yakınlıkta palet vurulmaması için ciddi uyarılarda bulunuyorsunuz. Resmi bir yasak mı, sizin koruma hassasiyetiniz mi?
Mohammed Gamal Morsy:
Denizin derinliklerinde palet vuranı denetlemek bizim işimiz. Biz rehberler denizimizi ve deniz altındaki zenginliğimizi korumak zorundayız. Zeminde palet vurmak, teknenin demir atması ile eş değer. Biz dalış rehberleri bu konuda yasal bir koruma olmasa bile mesleki açıdan kendimizi sorumlu tutuyor ve dalgıçları uyarıyoruz.
Antalya’daki uygulama:
(Denizaltı zenginliğinin her geçen gün yok olması, çoğu rehber & eğitmen dalıcılar dahil, diğer dalıcıların da bu konuda hassas davranmaması, koruma iç güdüsünün gelişmemesi açısından en önemli sorun.)
Murat Seyirci:
Balıklara yemek verilmemesi konusunda kati uyarılarınız oldu. Bunun nedeni nedir?
Mohammed Gamal Morsy:
Balıklara yemeğinizden bir parça vermek, onların doğal beslenmesini engellemek, beslenme alışkanlıklarını değiştirmek, avlanma reflekslerini zayıflatmak, zamanla renklerinin solarak fiziksel açıdan değişeme uğramasına neden olmak, yemeklerdeki bakteriler nedeniyle farklı hastalıkların oluşmasını sağlamak gibi pek çok sorunu ortaya çıkarabilir. Balıklara yemeğinizi vererek onları beslemiş olmuyorsunuz. Aksine zarar veriyor, yok oluşlarına zemin hazırlıyorsunuz.
Antalya’daki alışkanlık:
(Tekne müşterilerince balıklara yemek artıklarının verilmesi yanlış alışkanlıklarımızdan biri. Piknik alanlarındaki yiyecek artıklarının denize dökülmesi, çevresel faktörler ile balıklarına yeme olasılı yüksek zararlı besinlerin denize karışması, teknelerden ve sahilden denize atılan çöpler, maalesef deniz canlılarının beslenme alışkanlığını değiştirebilecek gerçeklerimiz.)
Murat Seyirci:
Mısır’ı dalış turizminde ön plana çıkarak tek etken Kızıldeniz’in sualtı zenginliği mi?
Mohammed Gamal Morsy:
Elbet bu bir etken ancak bu madeni turizm gelirine dönüştürmekte yönetimsel bir başarı. Ayrıca sektörden para kazanan biz dalış uzmanlarının da doğaya sahip çıkması, turizme zarar verecek her türlü olasılıklara karşı hazırlıklı olması ve gelen dalgıçlara unutamayacakları dalış içerikli bir tatil yaşatmamız, başarının diğer etkenleri.
Antalya’daki alışkanlık:
(Denizlerimizi korumakta sınıfta kaldığımız bir gerçek. Yasaların olması kadar uygulanması da önemli. Antalya’da deniz, turizm açısından sadece yüzülecek alan olarak görülmemeli. Suyun altında yatan değer fark edilmeli, kararlılıkla korunmalı. Denizin altında algler ile kaplı olması gereken kayaların, adeta nükleer bir patlama olmuş gibi çıplak ve çorak durumda olması kabul edilemez.)
Antalya’daki dalış eğitmenleri, dalış okulu sahipleri ve konunun uzmanlarından alınan görüşlerde şu ortak tedbirler, yasaklar ve atılacak adımlara dikkat çekiliyor.
*Deniz kirliliğini engelleyici tedbirlerin artırılması, denize dökülen akarsuların önüne filtre sisteminin getirilmesi, yağışlar nedeniyle akarsular tarafından bölgedeki atıkların denize taşınmasının engellenmesi,
*Dalış okullarına eğitmen dalıcı yetiştirmesi için teşvik verilmesi,
*Dalış ekipmanlarındaki vergi oranının düşürülmesi,
*Dalış noktalarında denizaltı bitki örtüsü ve balık familyasının korunması,
*Denizaltındaki biyo çeşitliliğin zenginleştirilmesi, balık familyası ve bitki örtüsünün üniversitelerdeki sorumlu fakültelerce geliştirilmesi,
*Tekne kaptanlarının, yerli ve yabancı ziyaretçilerin sualtı canlılarına zarar vermemesi için bilinçlendirilmesi,
*Yat ve teknelerin kıyıya belirli mesafede ve sualtı zenginliğinin yoğun noktalarında demir atma yasağının genişletilmesi,
*Denizaltı müzelerinin artırılması,
*Özel sektöre, dalış turizmine özel yatırım teşvikleri verilmesi,
*Dalış turizmi ile ilgili yasal çerçevenin daha koruyucu ve daha geliştirici şekilde belirlenerek hayata geçirilmesi,
*Endemik balık türlerinin sportif balıkçılık adı altında avlanmasının önüne geçilmesi.