Bugun...



Saadet Partisi Kadın Kollar Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci: Siz At Yarışı Spikeri Misiniz?

Antalya’da konuşan Saadet Partisi Kadın Kolları Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Ekinci, "... Bu iktidar ne iş yapıyor? Merhum Erbakan hocamızın ifadesi ile soruyorum; Siz at yarışı spikeri misiniz” dedi."

facebook-paylas
Güncelleme: 21-02-2025 17:30:23 Tarih: 21-02-2025 17:12

Saadet Partisi Kadın Kollar Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci: Siz At Yarışı Spikeri Misiniz?

Saadet Partisi Antalya İl Divan Toplantısı'nda konuşan Saadet Partisi Kadın Kolları Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasına Antalya'ya dikkat çeken Ekinci, " Antalya ne yazık ki bugün, sahip olduğu bu büyük potansiyele rağmen hak ettiği yerde değildir. Antalyalıların, çarşıda pazarda, tarlada, serada, fabrikalarda yüzü gülmüyor." ifadelerini kullandı.

İşte Saadet Partisi Kadın Kolları Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci'nin açıklamalarının tamamı:
Değerli kardeşlerim,
Antalya, tarih boyunca üretimin, tarımın, ticaretin ve sanayinin merkezi oldu, tarihî mirasıyla, bereketli topraklarıyla ve güçlü sanayisiyle Türkiye’nin lokomotif şehirlerinden biridir. Ancak ne yazık ki bugün, sahip olduğu bu büyük potansiyele rağmen hak ettiği yerde değildir. Antalyalıların, çarşıda pazarda, tarlada, serada, fabrikalarda yüzü gülmüyor.

Ülkenin üretim üssü olması gereken Turizm cenneti Antalya, yaz aylarında milyonlarca turisti ağırlarken istihdam açısından hareketli yaşanırken, kış aylarında işsizlik oranları ciddi şekilde artıyor. Bunların başında Kepez, Muratpaşa ve Konyaaltı gelmektedir.

Oysa ki Antalya’da her şey var: tarım var, turizm var, tarih var!
Ama yanlış politikalarla şehrimiz yoksulluğa, umutsuzluğa, çarpık kentleşmeye mahkûm edildi.

TOPLUMSAL ÇÖKÜŞ
İktidar, bilerek ve isteyerek bozulan ekonomik düzenin, ardından pek çok şeyi de bozdu. Bu bozulma en çok aile kurumunu etkiledi. Mevcut aileler dağılma tehlikesi ile karşı karşıya iken gençler yeni aile kuramıyor.  Tüm bunları gören AK Parti iktidarı, hataları ortaya çıkmasın diye,  2025 yılını Aile Yılı ilan etti! Ama bu hamleler artık işe yaramıyor. Çünkü artık neresinden tutsan dökülüyor!

RTÜK
Aile meselesinde başta şunu ifade etmek gerekiyor; Sabah kuşağı programları başta olmak üzere televizyon içeriklerinin çoğu aile yapısının altına adeta dinamit döşüyor. İktidarsa bunu sadece izliyor. Aile yılında dişe dokunur bir icraat mı yapmak istiyorsunuz?

Buyurun! Halep ordaysa arşın burada!
Bu programlara son verin de samimiyetinize inanalım.
O gündüz kuşağı programlarında sadece şiddet, ihanet, aldatma hikayeleri var!
Bununla tek bir mücadele yöntemi var: bu yayınları durdurmak!

BİZ NASIL BU HALE GELDİK
Değerli kardeşlerim;
Biz “Sizin en hayırlınız, eşine ve çocuklarına en iyi olanınızdır.” diyen peygamberin ümmetiyiz. Bizim buna odaklanmamız lazım.

Bizim medeniyetimiz kadına bırakın şiddet uygulamayı, kadına karşı ses yükseltmeyi bile menetmiş bir medeniyettir.
Dinimizin de emri budur.

Öte yandan İktidarın çetelere emanet ettiği sokaklarda ölüm kol geziyor.
Sokak ortasında filmlerde bile görmediğimiz cinayet işleniyor.
Hukuka güvenen, devlete sığınan, emniyet birimlerine şikayet edenler değil; silahına hızlı davrananlar hayatta kalıyor.

Biz hangi ara bu hale geldik?
Biz, yanlış politikaların sonucunda bu iktidar döneminde bu hale getirildik!
Biz orduyu sefere gönderirken kadınlara, çocuklara ve yaşlılara dokunmayın diyen bir peygamberin ümmeti değil miyiz;
Biz bir çocuğun sevdiği kuşu ölünce ona başsağlığına giden bir peygamberin ümmeti değil miydik?

Arkadaşlar çok kötü giden ekonomiyi biz düzeltiriz.
Fabrikalar açarız, enflasyonu bitiririz, üretimi artırırız.
Milli Görüş için ekonomi düzeltmek çok basit bunu geçmişte defalarca gösterdik.

Ama bozulan bir nesilse, bir anlayışsa orada iş zordur.
Her nesil bir sonraki nesillerin mayası ve hamurudur. Siz bu nesli bozarsanız, sonrasında toparlaması imkânsız olur.

Değerli misafirler, hükümeti buradan uyarıyoruz.
Faizle, rantla, kara para aklamakla zengin ettiklerinize şahit olanlar;
uyuşturucu satmakla, gaspla, kumarla aynı hayatı yaşamaya çalışıyor.
Evet! Kötülüğün cezalandırılmadığı toplumlarda ahlaklı nesil yetiştirmek imkansızdır.

Şimdi bütün bunlardan görüyoruz ki;
Türkiye’nin tek çözüm yolu “Önce Ahlak ve Maneviyat” ilkesine geri dönmektir
Bu konuda biz Milli Görüşçüler, Saadet Partililer var gücümüzle çalışacağız!

DOĞUM ORANLARI
Bakınız size bir istatistik daha göstereceğim.
Aslında size niçin 2025’in Aile yılı ilan edildiğini anlatacağım.
yıllara göre doğum hızına bakarsak,

 

pastedGraphic.png

İki dönemde keskin düşüş yaşıyoruz.
Bu iki dönemin ortak noktası ne biliyor musunuz? Ekonomik Kriz!
Değerli misafirler, Ekonomi ile doğum hızı arasında çok büyük bir ilişki vardır.
Şimdi bu iktidar, gündüz kuşağı programlarıyla, dizilerle yıprattığı aile mefhumunu, Ekonomik kriz ile tamamen çökertti.

TÜRKİYE’NİN GERÇEK GÜNDEMİ
Bu yüzden diyorum ki ben:
Türkiye’nin gerçek gündemi “Seçim” değil “Geçim”dir.
Türkiye’nin gerçek gündemi Diyanet’in “asgari ücretliye fitre verilir” fetvasıdır.
Sabahın beşinde ucuz et alabilmek için kuyrukta bekleyen anneler, babalar, dedelerdir.
Çocuğunun beslenmesine koyabilmek için, sabahın ayazında ucuz ekmek kuyruğuna giren insanların sessizliğidir.
Torununa harçlık veremediği için, yaşı yetmişi geçmişken hâlâ çalışmak zorunda kalan emeklilerdir.
Ev genci olmaya mahkum edilmiş, işsiz gençlerdir.
Bu ülkenin gerçek gündemi Ekonomidir!

EKONOMİK GÖSTERGELER
Enflasyon
Ne kadar garip!
Milyonlarca asgarî ücretlinin, memurun, emeklinin maaşlarının açıklanacağı ay enflasyon %1’e iniverdi.
Maaşların insanımızın eline geçeceği ay enflasyon bir baktık ki %5’e çıkmış!

İşte en büyük günahlardan olan kul hakkı, tamda budur!
Milyonlarca insanımızın hakkına giriyorlar.
Rakamlarla oynayarak algı yönetimi yapabiliyorsunuz, fakat gerçekleri değiştiremiyorsunuz.

Bu Yüzden Asgari Ücret Cebe Girmeden Yaklaşık 2 Bin lira Eridi!
Asgari ücretin açıklandığı 24 Aralık akşamı, asgari ücretle 7,46 gram altın alınabiliyordu.
Asgari ücretin cebe girdiği 31 Ocak’ta alınabilen gram altın miktarının 6,86'ya düştü.
Bu asgari ücretin yaklaşık 2 bin lira erimesi demek.

İkinci Yüzyıl Cumhuriyetin altın yılı olacak dediler. Evet, altın yılı oldu.
Bir cumhuriyet altını asgari ücreti geçti.

Bu yüzden 2 Milyon Emekli Çalışıyor!
Çalışan emeklilerin sayısı 2 milyon 94 bin kişiye ulaşmış.
Bu emeklilerin %17’si çalışıyor demek.
Bu daha kayıtlı rakam, bir de kayıt dışı çalışanlar var tabi.

Bu Yüzden Diyanet “Asgari Ücretliye Fitre Verilebilir” Diyor!
İşte asgari ücretli kardeşimin geldiği nokta ortada. Diyanet’in fetvası, asgari ücretliye nasıl bir zulüm yapıldığının göstergesidir.

Değerli arkadaşlar,
Bir gerçekle yüzleşelim:
Mevcut iktidar, yirmi yılı aşkın bir süredir yönetimde.
Ancak gelin görün ki, nereye baksak bir kriz var!
AK Partili yetkililer çıkıp diyor ki: "Erken seçim değil ama öne alınmış seçim olabilir."

PEKİ FARKI NE? ADINI NE KOYARSANIZ KOYUN, BİZİM İÇİN FARKETMEZ!
HALEP ORDAYSA, ARŞIN BURADA. SEÇİM OLACAKSA, BUYURUN, HEMEN YAPILSIN.
BİZ SAADET PARTİSİ OLARAK HAZIRIZ.

Bu ülkede erken seçim olmalıdır! Çünkü mevcut yönetim halkın sorunlarını çözemiyor.
Peki, bu kadar çaresiz kalmış bir yönetim, erken seçime gitme cesareti gösterebilir mi?

Onlar kaçınabilir, erteleyebilir, adını değiştirebilirler ama biz biliyoruz ki bu ülkede seçim ihtiyacı her gün daha da büyüyor.
Halkın iradesinin sandığa yansıması en doğrusu olacaktır.
Çünkü bu ülkenin artık kaybedecek bir dakikası bile yok!

TÜRKİYE’NİN GERÇEK GÜNDEMİ
Değerli arkadaşlar,
Türkiye’nin gerçek gündemi,  iktidarın bilerek, isteyerek değiştirdiği suni gündemler değil,
Bütçe’nin daha ilk aydan 139 milyar tl açık vermesidir.

Kredi kartı borcunu ödemek için başka bir kredi kartından nakit çeken insanlardır.
Bebek bezini paketle alacak parası olmadığı için tek tek alan annelerdir.
Türkiye’nin gerçek gündemi mübarek Ramazan öncesinde ürünlere zam üstüne zam gelmesidir. Ramazan kolisi bekleyen milyonlardır.

Biliyorsunuz, bu hafta diyanet, asgari ücretliye fitre verilebileceğini açıkladı.
Türkiye’nin gerçek gündemi Türkiye yüzyılında, asgari ücretliyi, emekliyi, işçiyi fitreye muhtaç hale getirenlerdir.

Değerli arkadaşlar,
Depremde vatandaştan bağış isteniyorsa,
Sel felaketinde yardım bekleniyorsa,
Ramazan’da asgari ücretliye fitre verilir deniyorsa,
Gençleri evlendirmek vakıflara bırakılıyorsa,
Bu iktidar ne iş yapıyor?

Merhum Erbakan hocamızın ifadesi ile soruyorum;
Siz at yarışı spikeri misiniz?

“SEVİYORSAN GİT EVLEN BENCE”
Türkiye’nin gerçek gündemi, düğün hayali kuramayan, yuva kurmaktan vazgeçen gençlerdir.
Malum bir de bu sene, Aile yılı!

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 14 Şubat günü bir tweet attı.
Şöyle diyor: “Seviyorsan git evlen bence”.

Bu çok “zekice” olduğu düşünülen paylaşımın altını incelemenizi rica ediyorum.
İşte Türkiye’nin gerçek gündemi, gençlerin gerçek gündemi orada yazıyor.

Hani az önce iktidar toplumla zihinsel bir kopuş yaşıyor dedik ya, işte buna en iyi örnek, bu paylaşımdır.

Birinin bakanlığa şunu açıklaması gerekiyor:
Gençler evlilik teklif etmekten çekindikleri için değil, Evlenmenin masraflarından çekindikleri için, EVLENEMİYORLAR!

TÜRKİYE’DE EVLENMENİN BEDELİ
Gelin kabaca bir hesap yapalım.
Bugün Türkiye’de asgari ücret 22.104 lira.

Ev tutma, beyaz eşyalar, mobilyalar ve düğün masrafını düşünelim.
Ortalama bir ev, ortalama eşyalar ve ortalama bir düğünün maliyeti en az 500-600.000 TL.

Asgari ücretli bir genç, bunu biriktirebilmek için;
tam 28 ay, yani 2,5 yıl yemeyecek içmeyecek, başka bir harcama yapmayacak ki, bu  parayı biriktirebilsin.

Fakat esas can alıcı nokta bu değil.
31 Ocak 2025 itibariyle, bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti ne kadar biliyor musunuz? 28.000 TL.
Maaş 22.000 lira, yaşamanın maliyeti 28.000 lira…

HADİ SEVİYORSAN, GİT EVLEN!
Sosyal medyadan “seviyorsan git evlen” derken, hangi gerçekliğe, hangi ekonomiye, hangi enflasyona bakarak konuşuyorsunuz.

Aile yılında, ortada böyle bir trajedi varken,
Tam da bu işlerle ilgilenmesi gereken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nı ciddiyete davet ediyoruz.

SİYONİZM’İN AMENTÜSÜ
Değerli dava kardeşlerim,
Tüm bunları size niçin anlattım biliyor musunuz?
Uyanalım, kendimize gelelim diye!

Bakınız bunu yıllardır anlatıyoruz, yine anlatmaya devam edeceğiz
Siyonizm’in Türkiye’yi yok etmek üzere yapmış olduğu yedi maddelik bir planı vardı:

Neydi bunlar?  
1.Türkiye’yi fakirleştireceğiz.
İnsanlarımız ya açlık sınırında yaşıyor ya da hiç yaşayamıyor! Rakamlar ortada.

2.İşsiz bırakacağız.
Az önce rakamları verdi. Bu ülkede 11 milyon işsiz var.

3.Borca esir edeceğiz.
Kamu borcunu grafiklerle gösterdim. Makasın nasıl açıldığını gördünüz.

4.Dininden uzaklaştıracağız.
Gündüz kuşağı, diziler, RTÜK derken o iş de tamamlandı.

Sonra son hamleler
5.Böleceğiz
6.Böldüğümüz parçaları birbirleriyle çarpıştıracağız.
7.Bu çarpıştırılmış yumuşak lokmaları yutacağız.

 

Sıra işte bunlara geldi.
Bunun da planlarını ufak ufak yapıyorlar.
Bu planı nereden biliyoruz? Irkçı Emperyalizm’in Amentüsünden biliyoruz.

Plan 4 maddeden oluşur:
1.Ben-i İsrail mensuplarını Filistin’de yeniden toplamak.
2.Arz-ı Mev’ud’u/Büyük İsrail’i kurmak ve onun emniyetini sağlamak.
(Onun güvenliği için Fas’tan Endonezya’ya kadar 28 ülkenin haritasını yeniden çizmek istiyorlar.)
3.Mescid-i Aksa’nın bulunduğu yere Süleyman Mabedi’ni yeniden inşa etmek.
4.Bu üç vazifeyi yerine getirildiğinde yeryüzüne Mesih’in gelmesi için şartlar hazırlanmış olacak ve 4’sü daha sonra Ben-i İsrail’in Mesihi yeryüzüne gelecek. Davut Aleyhisselam’ın tahtına Yahudi kralı olarak oturacak ve Yahudilerin ebedi dünya hakimiyeti başlayacak.

Erbakan hocamız bunları anlattığında komplo teorisi demişlerdi.
Şimdi bunları bir bir yaşıyoruz.

Sizden ricam, bütün bunları;
Türkiye’de yaşadıklarımızla,
Gazze’de yaşadıklarımızla,
Trump’ın hadsiz açıklamalarıyla birlikte düşünün.

TRUMP’IN AÇIKLAMALARI
Bu konuya da değinmek istiyorum. Geçtiğimiz cuma günü Beyazıt Meydanında binlerin katılımıyla hadsiz Trump’a gereken cevabı vermiştik.

Trump, Deveye oyna demişler 9 çadır yıkmış dedikleri gibi, daha ilk günden “Züccaciye dükkanına giren bir fil misali ortalığı kırıp döken Trump, Gazze’de emlakçılığa soyundu. Bir buçuk yıldır tüm alçaklığınıza ve acımasızlığınıza karşı onurlu bir direniş sergileyen Gazzelileri bu tehditlerle yeneceğinizi sanıyorsa, yanılıyor! Cennetle müjdelenen Mücahitler, onların cehennem tehditlerine de boyun eğmeyecek. Bu esnada İslam ülkelerinin yöneticileri yine kafalarını kuma gömmeye devam etti.

Filistin’den sonra sıranın kendilerine geleceğini bile bile tehlikeyi görmezden geliyorlar. Çünkü günü kurtarma ve tahtlarını koruma derdindeler.

GAZZE BARIŞ GÜCÜ
Biz, İsrail’in bu pervasızlığını, 40 parçaya bölüp yumuşak lokma haline getirmeye çalıştığı İslâm dünyasından aldığını çok iyi biliyoruz.

Gelinen noktada bizim bir teklifimiz var. Gazze Gazzelilerin Filistinlilerindir, Gazzelilerin yanında da İslam dünyası olmalıdır.
Bu sebeple, Gazze'yi İslam dünyası imar etmelidir.
Gazze’nin güvenliğini sağlamak için derhal İslam ülkelerinin de içinde bulunduğu “Gazze Barış Gücü” adıyla bir askerî güç kurulmalıdır.
Bu barış gücünde başta soykırım davasını açan ve şu anda yaptırımla tehdit edilen Güney Afrika Cumhuriyeti olmak üzere soykırım ve işgal karşıtı tüm ülkeler de bulunmalıdır.

Biz bir kez daha söylüyorum;
El-Halil’den, Ramallah’a
Gazze’den, Kudüs’e
Nehirden, Denize Filistin sonsuza kadar özgür olacak inşallah

İşte tüm bu dediklerimizi başarabilmek için
Önce Ahlak ve Maneviyat temelli bir toplum kurabilmek için
AK Parti’nin ekonomik düzeninin karşısına Adil bir ekonomik Düzen koyabilmek için, önce Filistin’de, sonra bölgemizde sonra tüm dünya da “Yeni Bir Dünya” inşa edebilmek için

ÇOK ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR.
Bunun da tek adresi var. O da Saadet Partisidir. Nokta!
Başkaları bu dertlere çare olamaz.
Hele ki, sorunun bir parçası olanlar çözümü hiç bulamazlar!

O yüzden sorumluluk, işte bu salondaki Milli Görüşçülere, bizlere düşmektedir!
Bunun için 2024’teki kongremizde hep birlikte Yeni Nesil Siyaset’in işaret fişeğini vermiştik.
Herkes soruyor “Nedir bu Yeni Nesil Siyaset?”. Biz de diyoruzki bekleyin!
Bir sonraki seçimde uygulamalı olarak Tüm Türkiye görecek diyorum

YENİ NESİL SİYASETİN 5G’Sİ
Şimdi bugün, buradan Yeni Nesil Siyaset’in 5G’sini buradan açıklayacağım.
2025, 5G'ye geçiş yılı olacakmış. Doğrudur, hatta 5G'ye geçtiler bile.

Onlar için 5G şudur:
Güç zehirlenmesi
Görevi ihmal
Güveni istismar
Gündemi değiştirme
Geçimi unutturma

Biz Saadet 5.0 ile siyaseti güncelliyoruz!

Yeni Nesil Siyaset’le gerçek 5G’yi getiriyoruz:
Güler yüz - İnsanları dinleyen, anlayan bir siyaset.
Güven - Sözüne sadık, halkın yanında duran bir siyaset.
Gayret - Laf değil, iş üreten bir siyaset.
Gelişim - Geleceği planlayan, ülkeyi ileriye taşıyan bir siyaset.
Gerçeklik - Sorunları saklamayan, çözüm üreten bir siyaset.
Eski düzenin 5G’sine mecbur değiliz!

NE YAPACAĞIZ?
Değerli arkadaşlar tüm bu dediklerimizi başarmak için bugünden itibaren çalışma tempomuzu artıracağız.
Tek bir gün kaybedemeyiz, tek bir saat boşa harcayamayız.
Niye? İnşallah Saadet Partimizi iktidara getireceğiz de ondan!
Bunun için çok çalışmamız lazım.
Şimdi var gücümüzle çalışacağız.
Antalya, Saadet İktidarının parlayan bir yıldızı olacak inşallah.
Yapacağımız çok iş var.

Öncelikli olarak:
Yeterli Toplantı Yapacağız Çok Sahada Olacağız!
Toplantıda aldığımız kararları, sahada daha çok uygulayacağız.
Başarıyı sağlamak için planlanmış, sonuçları ve getirileri belli olan somut adımlar atacağız. Bunun için gerçekçi hedefler koyacağız!

İnşallah İl Başkanımız da tüm ilçelere gidecek.
İlçe başkanlarımız tüm mahallelere gidecek.
Genel başkanımız D-8 ülkelerine giderken gözü arkada olmamalı

Diyebilmeliyiz ki:
“Türkiye’nin büyük şehrinlerden olan Antalya’da, tüm teşkilatımızı kurduk. Hazırız”.

“Antalya 19 ilçesini ve Kepez 68 mahallesinde mahalle teşkilatımız tamamlandı. Hatta Korkureli ilçe başkanımız,  Alaaddin, Aşağıpazar, Kiremitli, Karşıya- ka, Yenimahalle ve Uzunoluk’da Mahalle toplantısına katıldı.” diyebilmeliyiz.

İkincisi değerli arkadaşlar; Verimli Çalışacağız.
Bizim teşkilat modelimiz, rüştünü tüm ülkeye ispat etmiş bir teşkilattır.
Model Çalışmamıza uygun çalışacağız.

Sizden Genel Başkanınız olarak ricam;
Yönetim toplantılarında, başkanlık divanı toplantılarında “karar alalım”. Bu kararları da harfiyen uygulayalım.

En önemlisi, MİLKO’larımızla beraber çalışacağız. AGD’miz, ÖĞDER’imiz, TEKDER’imiz, ESAM’mımız bunların hepsinin koordineli çalışması çok önemli.

Gençlik kollarımız Allah onlardan razı olsun Gazze konusunda yaptıkları ile destan yazdılar. Gençlerimiz çalışacak, bizler de onlarla gece gündüz demeden emek  ve destek vereceğiz.

Kadın kollarımızın çalışmalarını artıracak Milli Görüş kadınların emeği ve heyecanıyla buluştukça Saadet iktidarının kapıları açılacaktır. Bütün bunları yaparken de söylemlerimiz tutarlı olacak. Genel merkezimizi sosyal medyadan, Milli Gazete’mizden ve televizyon kanalımızdan takip ederek bir bütünlük sağlayacağız.

Üçüncüsü, Dersimize İyi Çalışacağız
Sokağın nabzını daima dinleyeceğiz.
İnsanlarımıza Saadet İktidarını anlatmak ve ikna etmekle mükellefiz.
Onun için daima önce dinleyecek sonra anlatacağız.
Tebessümle, sabırlı dinleyeceğiz; inançla ve azimle anlatacağız.

Antalya’lı hemşerilerimiz neden rahatsız?
Demre Belören mahallesinde ki, Ali amcamız hangi hizmete ulaşamıyor?
Emine Teyzemiz belediyeden neden şikayet ediyor?
Kısacası şehrimizde yaşanan her sorunu bileceğiz ve çözüm yollarımızı anlatacağız.
Hangi caddenin hangi noktasında çukur açılmış bileceğiz.
Milletvekillerimizi ve Saadet Partisinin mecliste yaptığı çalışmaları gün gün saat saat takip edeceğiz.
Yarın vatandaşımızın karşısına çıktığımızda ‘siz ne yaptınız?’ diye sorulduğunda işte biz meclisten bu çalışmaları yaptık ve sizin her sorununuzu dile getirdik diyebilmeliyiz.

“Kardeşim senin sesini meclise en gür şekilde taşıyan Saadet Partimizdir” diyebilmek için partimizin meclis çalışmalarını yakından takip edeceğiz.

Dördüncüsü: Kaynak Üreteceğiz
Parti içinde ve sahaya indiğimizde sürdürülebilir bir finansal kaynağa sahip olmak için yenilikçi çalışmalar yapacağız.
Tek aidatla, tek bağışla değil.
Daha üretken, daha sağlam ve daha yenilikçi çalışmalarla sürdürülebilir bir kaynağa sahip olacağız.
Maddi kaynaklarımızı en güzel şekilde kullanacağız.
Zayi etmeyeceğiz, israfa yol açmayacağız.
Bizlerle çalışan kardeşlerimizin enerjisini boşa tüketmeyeceğiz.
Onun için maddi ve manevi imkanları en hassas şekilde kullanacağız.

Şunun bilinmesini isteriz;
Sağlık sistemini ticarileştirip, ameliyat masasını pazarlık masasına dönüştürenleri UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ!
Kamuda mülâkatı kaldırmaya söz verip liyakatı ortadan kaldıranları UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ!
Seçimden önce, dükkân dükkân gezip, seçimden sonra, selâmı sabahı kesenleri UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ!

Çiftçiyi, tarlada;
Emekliyi, ucuz et kuyruğunda;
Asgari ücretliyi, komisyon masasında;
Depremzedeyi, konteynerde unutanları asla UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ!

Yuva kuramayan gençlerimize biz umut olacağız! Geçinemeyen emeklimize, asgari ücretlimize, işçimize hakkını biz teslim edeceğiz! Çocuklarımıza huzurlu bir gelecek bırakacağız!

Biz milletimize olan yükümlülüğümüz ve yanlış da yapsalar iktidardakilerle de kardeş olduğumuzdan dolayı bu manzaraları anlatmak ve ikaz etmek görevimizi yerine getirmeye devam edeceğiz.

Değerli kardeşlerim, Bütün bu söylediklerimi ilk önce Allah’ın izniyle ben yapacağım. Hep birlikte yapacağız. Şimdi Antalya teşkilatımızın inancı, heyecanı ve enerjisini unutmamak adına soruyorum;
Antalya’da cadde-cadde, sokak-sokak çalışmaya, insanımıza umut vaat etmeye var mısınız?

Yılmadan, yorulmadan ve bir an olsun tereddüte düşmeden yeise kapılan insanımıza umut olmaya var mısınız?
Üretimde, istihdamda, sanayide, teknolojide, bilimde, eğitimde ve her alanda güçlü Türkiye’yi inşa etmeye var mısınız?
Gazzeli kardeşlerimiz başta olmak üzere tüm mazlumların umutla yolunu gözlediği koruyan ve kollayan büyük Türkiye’yi kurmaya var mısınız?
Önce Ahlâk ve Manevîyat diyerek geleceğin destanını yazmaya var mısınız?
Saadet Partisini iktidara taşımaya var mısınız?

O hâlde Saadet iktidarı hayırlı olsun.
Allah’a şükürler olsun ki camiamızda muazzam bir heyecan potansiyeli olduğunu görüyoruz.

UMUTSUZ DEĞİLİZ! Çünkü biliyoruz ki bu millet,
tarih boyunca en zor zamanlarında bile maneviyatıyla, birliktelik duygusuyla her zaman ayakta kalmayı başarmıştır.
Bugün de bunu başaracaktır.
Bizler,
Yaşanabilir bir Türkiye için, Yeniden Büyük Türkiye için mücadele ediyoruz!
Hayra motor, şerre fren olma… Bu ilke Milli Görüş’ün en başından beri ana düsturudur ve bundan sonra da böyle olacaktır.
Allah’ın izniyle, kazanan biz olacağız, kazanan milletimiz olacak!
Yolumuz açık olsun, Allah’a emanet olunuz."







Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SİYASET Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HABER ARA
HABER ARŞİVİ
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI YUKARI