Bir varmış, bir yokmuş.
Antalya'da yaşayan bir grup insan ticaret yapmak istemiş. Gel zaman git zaman kimi tekstil, kimi fotoğraf, kimi kuyumcu, farklı hizmet dallarında dükkanlarını açmışlar.
Dvletine vergi, işsizlere istihdam sağlayan bu insanlar, dükkanlarında ekmek paralarını kazanırmış.
Dükkan sahibi olmak kolay mı!
Elektiriği, suyu, vergisi, işçi maaşı, sigorta parası..
Bir sürü ödenecek fatura.
Tek sorunları sadece bunlar olsa yine iyi.
Devlet "öde" desin ödüyorlar, "aç" desin açıyorlar, "kapat" desin kapatıyorlar.
Devlet yoksa millet yok bunu biliyorlar.
Ancak bu esnaf son günlerde dertli mi dertli.
İsmetpaşa Caddesinde ekmek paralarını kazanan dükkan sahipleri devletini arıyor.
"Benim devletim nerede" diyor.
"Neden devletini arıyorsun" bey amca diye sormuşlar!
Nasıl aramayayım evlat...
Dükkanımın önünde bir sürü araç.
Bak uyarı tabelasına, duraklama yapmak serbest tabelası.
Ama insanlar araçlarını sabah getiriyor koyuyor dükkanımın önüne, akşama kadar burada kalıyor.
Müşterim 5 dakika birşey alacak, aracını koyacak yer yok.
Müşteri kaybediyoruz, hadi kaybedelim ama insanlarda bu kadar başı boş bırakılmazki.
Buradaki araçlar sadece belli süre duraklayacağına park edip gidiyorlar.
Tabela var ama dinleyen yok.
Eee bey amca telefon aç emniyete.
Açmazmıyım evlat.
Hem de kaç kez açtım.
Ama ne gelen vaaaar, ne de giden.
Yani anlayacağın, biz devletimizi unutmasakta, devlet bizi unutmuş evlat.
E bey amca yok mu bu şehrin gazetecisi, bari haber yapsınlar.
Ah be evlat, onlar ne yapsın.
Dedik, sağolsunlar haberi yaptılar faydasını da gördük.
Haberden bir gün sonra hemen denetim başladı, araçlar kaldırıldı.
Eeee bey amca daha ne istiyorsun...
Evlat gel bak bi yine buraların haline.
Yine aynı tas, yine aynı hamam.
2 gün göstermelik denetim, insanlar yine bildiğini okuyor.
Her gün mü haber yapsın bu gariplerim.
Başka işleri yok mu.
Ne diyelim evlat!
Diyeceklerimizi Antalya Emniyet Müdürlüğümüze, Antalya Valiliğine, Antalya Belediyesine söyledik.
Onlar da bir gün eziyetimizin farkına varacaklardır.
Biz buralarda kalıcıyız evlat.
Herkes gitsede bir buraların bekçisiyiz.
İnşallah evlat!
Günün birinde biz de "buralarda eskiden önüne gelen araç park ederdi. Bu şehire disiplin geldi" diyeceğiz.
İnşallah bir varmış bir yokmuş diyeceğiz, bunlara gülüp geçeceğiz.
İyi de bey amca yine sorun çözülmezse...
Ne yapalım be evlat, o zaman sandıkta bu sorunları çözecek olanlara oy vereceğiz.
İyi de bey amca...
Hadi evlat hadi...
Boşver sen bizi.
Sen bari hayata Seyirci kalma.