Buram buram evlat kokan…
Gündemi takip ederken, insanın yüreğini yakan bir haberle karşılaşınca ben, insanlık duygularım yeniden resetlendi.
Her akşam haberlerde insaniyet dışında haberlerle karşılaşınca ben, insanlığımızı kaybettiğimizi düşünmeden edemedim.
İnsanlık adına iyi bir haber okuduğumuzda, seyrettiğimizde, dinlediğimizde, sanki mumla aranır hale gelmiş insanlıklar aklımıza geliyor.
Son insanlık manzaralarından biri ise Antalya’dan, bu kez 30 yaşında bir insandan.
Antalya'da 2005 yılında lise son sınıf öğrencisiyken KOAH hastası babası Kazım Candar'a bakmak için okul hayatını bırakmak zorunda kalan Erdem Candar, bir yıl sonra babasını kaybeder.
Candar'ı daha da zor günler bekliyordur.
54 Yaşındaki annesi Belgin Birgül ile kalan Candar, iş bulup çalışmaya başlar.
Annesinin 2017 yılında geçirdiği rahatsızlık nedeniyle hayatı alt üst olan Candar, beyne giden ana damarlardan birinin tıkanması sonucu konuşma yetisini kaybeden ve yürüme güçlüğü çeken annesinin adeta eli ayağı olur.
Candar annesine bakmak için işinden de ayrılır, ancak bu kez parasızlık en büyük sorun olarak karşısına çıkar.
Çünkü annesinin tedavisi için 40 bin TL. paraya ihtiyacı vardır.
Annesinin saçlarını tarayıp, banyosunu yaptıran Erdem Candar, yatalak olan annesinin vücudunda oluşan küçük yaraların bakımını da yapar.
Maddi durumlarının çıkmaza girmesi üzerine yeniden işe giren genç adam, esnek çalışma saatlerine sahip, siparişleri ise evden takip ettiği bir restoranda motokurye olarak çalışmaya başlar.
Haber böyle devam eder…
Murat Seyirci merak eder, Erdem Candar’ın sosyal medyasına girer.
Twitter adresindeki paylaşımları gördükten sonra insan, kendi paylaştıklarını ayıpsıyor veya şükretme duygusu had safhaya ulaşıyor.
Bizler yediğimizi, içtiğimizi, giydiğimizi, sürdüğümüzü paylaşırken, Candar annesi için dudaklarından dökülen cümleleri mesajlara döker.
Candar, annesi için 'hayatım hayatına feda olsun' diyerek hayırlı evlat nasıl olur adeta insanlara ders verir.
Erdem Candar annesinin tedavisi için ihtiyaç duyduğu 40 bin lirayı çok şükür bulmuş.
Umarım annesi sağlığına kavuşur, o da sabrının mükâfatını alır.
Adının gizli tutulmasını isteyen ve 40 bin lira parayı Candar’ın hesabına yatıran kişiyi ise kimse bilmiyor.
Adını bilmesekte büyükse elinden, küçükse alnında öpesim geliyor.
Gelinlerin kaynanalarına sırt döndüğü,
Evlatların ailelerine el kaldırdığı,
Lüks hayatın içinde kaybolup, şükretmeyi bile unuttuğu,
Hayatında her şeyi olmasına rağmen mutsuzluğu ile dost olduğu,
Bırakın insanlığa faydasını, doğaya ve hayvana bile saygısının kalmadığı,
İçinde ki insanlık kırıntılarını kuruntulara dönüştürüp, çevresine mutsuzluk saçan insanları gördükçe…
Erdem Candar ve Candar gibiler: Siz kaybolmaya yüz tutmuş insanlar olsanız da, bu toplumun mayası, örnek alınacak insanlarısınız.
Bir cümle de devletime…
Hayatta zor durumda kalan insanlarımız kendi şansını kendi yaratmasın.
Bir hayırsever için arayışta olmasın.
Devletin sıcaklığını ensesinde hissetsin, düştüğünde devlet o’na kol kanat gersin.
Daha sosyal devlet olmak için neyimi eksik?
Hayata Seyirci kalmamanız dileğiyle.