Her yıl 1 Mayıs geldiğinde, meydanlarda yükselen ses aslında yalnızca bir bayram coşkusunu değil; yüzyıllardır süregelen mücadelenin, emeğin ve alın terinin sessiz ama derin çığlığı.
Ülkemizde 1 Mayıs İşçi Bayramı, sadece çalışanların haklarını hatırlattığı bir gün değil; aynı zamanda adaletin, eşitliğin ve insan onurunun konuşulması gereken bir gün.
Dünyada iyi örneklerin dışında işçiler, patronların daha çok çalıştırma, daha az hak edişi verme zulmü ile ezildiğini de görüyorum.
Tarih, emeğin yok sayıldığı, sömürünün sıradanlaştırıldığı nice dönemlerle dolu.
Ancak her dönemin arkasında, ekmeğini kazanmak için direnen insanların hikâyesi var.
İşte 1 Mayıs, o hikâyelerin sembolü.
Türkiye’de ise bu gün, zaman zaman yasaklarla, zaman zaman coşkuyla ama hep bir umutla anıldı.
1977 Taksim'inden bugüne, 1 Mayıs’ın simgesi yalnızca pankartlar değil, aynı zamanda toplumsal hafızamızın da bir parçası oldu.
Bugün işçi olmak; sabahın ilk ışığında uyanmak, bazen güvencesiz çalışmak, bazen de emeğinin karşılığını beklemek demektir.
1 Mayıs bize şunu hatırlatır:
Hiçbir emek değersiz değildir!
Bir maden işçisinin yüzündeki kömür karası, sağlık çalışanının gece nöbeti...
Bir grafikerin göz nuru, ustanın sıcağın altında salladığı kürek.
Tüm işçiler, bir toplumun omurgasını ayakta tutan temel taşlar.
1 Mayıs’ı sadece bir gün olarak değil, bir vicdan muhasebesi olarak görmek gerekli.
Asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonların, sendikasız çalışan işçilerin ve iş cinayetlerinde hayatını kaybeden emekçilerin sesi bu günde daha gür çıkmalı.
Taşeron ile devlet işçiliği arasında sıkışıp kalmış 4D'lilerin devlet memurluğuna alınması gerekli.
Berber çırakları dahil bazı mesleklerde kaldırılan teşvikler geri getirilmeli.
1 Mayıs, susturulmak istenenlerin günü değil, müjdeli yasaların çıkartıldığı bir gün olmalı.
Bir toplumun medeniyeti, en çok emekçisine verdiği değerle ölçülür. O yüzden bugün; yalnızca kutlama değil, aynı zamanda hatırlama, sahip çıkma ve yeniden düşünme günüdür. Daha adil, daha eşit, daha yaşanabilir bir dünya hayalinin ilk adımıdır.
Bugün, emeğe saygı duyma ve emekçinin yanında olma günüdür. Çünkü emek varsa, gelecek vardır.
Hayata Seyirci kalmamanız dileğiyle.