İşte o açıklama:
Antalya’da şehir içi ulaşım, artık herkesin farkına vardığı gibi ağır bir kriz yaşıyor. Antalyalılar sefer sayılarında gözle görülür azalma nedeniyle yaz sıcağında bazen bir saate yakın otobüs beklerken, otobüslerse yolcuları almadan duraklardan geçiyor. Binebildikleri otobüslerin klimasının çalışmaması, balık istifi yapılan yolculuk, yolcular ve şoförler arasında yaşanan tartışmalar arttıkça artıyor. Tüm bunlarla ulaşım hizmeti artık bir rezalete dönüştü.

Gerek belediye gerekse Antalya Otobüsçüler Esnaf ve Sanatkarlar Odası’ndan yapılan açıklamalar ulaşım hizmetinin ne hale getirildiğini ortaya sermektedir. Açıklamalardan anlaşılıyor ki 490 özel halk otobüsünün yarısı, belediyeye ait 300 otobüsün de yarısı sefere çıkmıyor. Oda başkanı Yasin Arslan 23 bin TL, Büyükşehir Belediyesi ise 13 bin TL maaşla şoför bulamadıklarını, bu nedenle otobüslerin sefere çıkamadığını açıklamaktadır. Yani yaz aylarında turizm nedeniyle nüfusu katlanarak artan kentimize sadece 400 araçla ulaşım hizmeti verilmektedir.

Şoför sıkıntısı olarak açıklanan gerekçenin arka planı vahşi emek sömürüsüdür. Oda başkanının 23 bin TL maaşla şoför bulamadıklarını söylemesi gerçekleri saptırmadır. Özel halk otobüsü şoförlerine bu ücret, ağır koşullarda 16 saat çalıştırılarak verilmektedir. Yani ulaşım emekçilerine 8 saatliğine 11.400 TL asgari ücret önerilmektedir. Büyükşehir Belediyesi ise bu önemli kamu hizmeti personeline 13 bin TL maaş vaadiyle, özel otobüs sahiplerinin önerdiği asgari ücretten biraz yukarda bir ücret önermektedir. Ayrıca belediyenin EYT’den emekli olan şoförlerin açık yarattığı iddiası ise kötü yönetimle açıklanabilir. Çünkü açığın oluşacağı öngörülebilir ve hızla önlem alınabilirdi.

Özel halk otobüslerinde 16 saat çalıştırılan şoförler yorgunluktan ulaşım güvenliğini tehlikeye atmakta, stres altında yolcularla tartışmaktadır. Şoförlere, otobüs sahipleri tarafından baskı yapılmaktadır. Klimaların açılmamasının gerekçesi, otobüs sahiplerinin yakıttan tasarruf edilmesi için şoförü zorlamasından kaynaklanıyor.

Belediye ve oda tarafından, vatandaşların pandemi sonrasında özel araçlarını kullanmayı tercih ettiği ve bu nedenle ulaşım sayısının düştüğü iddiaları doğru değildir. Bu niteliksiz, yetersiz ve pahalı toplu ulaşım, yurttaşlarımızı özel araçlarını kullanmaya yöneltmektedir.

Özellikle oda başkanı tarafından kendi sorumluluklarını örtbas etmek ve daha çok kar etmek için sürekli bir sorun olarak dillendirilen 65 yaş üstü yurttaşlarımızın ücretsiz ulaşım hakkı temel bir haktır. Bir kamu hizmeti üzerinden kar amacı güden özel otobüs sistemi son bulmalıdır. Bütün şehir içi ulaşım araçları kamuya ait olmalı ulaşımın ücretsiz olması hedeflenmelidir.

Antalya’da bu kadar niteliksiz bir ulaşıma bir de özel otobüs sahiplerinin talebiyle dün gerçekleştirilen zammın eklenmiş olması açıkça halkla adeta alay etmektir. Kentimizin temel geliri olan turizm sektöründe, asgari ücrete çalışan yüz binlerce emekçi, ulaşımda 15 TL yapılan tam ücret ile sadece işine ulaşabilmek için maaşının yüzde onunu verir hale gelmiştir. Büyükşehir belediyesinin akaryakıt fiyat artışlarını bahane ederek alelacele ulaşıma zam yapması değil, tersine elindeki olanaklarla halkın yükünü hafifletecek önlemler alınması gerekirdi.

Ekonomik kriz ve hayat pahalılığı altında halk ezilirken bu zam kabul edilemez. Zamlar derhal geri çekilmelidir. Nitelikli, ücretsiz ulaşım halkın temel bir hakkıdır. Bir kamu hizmeti olarak ulaşım kar amacı olmaktan çıkarılmalıdır. Ulaşım emekçilerine insanca yaşayacak ücret ve ulaşım güvenliği yaratacak çalışma koşulları sağlanmalıdır.

ULAŞIM HAKTIR SATILAMAZ. NİTELİKLİ, GÜVENLİ, PARASIZ ULAŞIM İSTİYORUZ 

ANTALYA HALKEVİ"