Tweet |
Katıldığı online yayında konuşan Pakdemirli, 21. yüzyılda ön planda yer alan 3 stratejik sektörün gıda-tarım, su ve enerji olduğunu, ikisinin Bakanlığının sorumluluğunda olduğunu belirten Pakdemirli, “Tarım ve gıda hepimiz için vazgeçilmezdir. Olduğunda pek fark etmiyoruz ama azlığında değerini çok daha iyi anlıyoruz. Dünyayı etkileyen pandemi süreci bizlere, tarım ve gıdanın önemini tekrar hatırlattı. Özellikle son 50 yılda, tarım ve gıda alanında artan rekabetçilik bu sektörün ekonomik yönünü daha çok ortaya çıkardı. 18 yıldır sağlam temeller üzerine oturan bu sektörü, daha ileriye götürecek, yeterliliğimizi artıracak, gıda güvenliğimizi güçlendirecek projeleri hayata geçiriyoruz” dedi.
Üretim kaynaklarındaki azalmanın yanında tarım ve gıda ürünlerinin 50 yılda küresel ticaretin daha fazla ilgisini çekmeye başladığına dikkat çeken Pakdemirli, “Son 40 yılda tarım ve gıda ürünlerinin dış ticaret hacmi 7 kat artışla 1,6 Trilyon Dolara ulaştı. Tarımda girdi ve ürün piyasaları az sayıda güçlü uluslararası firmanın kontrolü altına girdi.
Tarımsal ürün ticaretinde 10 firmanın Pazar payı %90, Gıda ve içecek işlemede 10 firmanın Pazar payı %90, Bitki koruma ilaçlarında 5 firmanın Pazar payı %84, Veteriner ilaçlarında 10 firmanın Pazar payı %75, Tohumda 10 firmanın Pazar payı %73, Tarım Makinelerinde 10 firmanın Pazar payı %65. Tarımda bu kartelleşme, ülkelerin tarım ve gıda bağımsızlığını da tehdit etmeye başladı” dedi.
Pakdemirli, sorunu yerli üretimle aşacaklarını kaydetti.
TÜRKİYE'NİN VERİLERİ
Pakdemirli, “Dünya’da ekilen tarım alanı, toplam tarım alanının %32’si iken, Türkiye’de bu oran %61 seviyesinde. 23,1 milyon hektar ekilebilir tarım arazimizle dünya genelinde 17. sıradayız. Orman alanımızı yaklaşık 2 milyon hektar artışla, 22,7 milyon hektara ulaştırmamıza rağmen bu alanda dünyada 47. sıradayız. Diğer yandan 14,6 milyon hektar mera varlığımız ile dünyada 44. sıradayız. Dolayısıyla toprak, orman ve su varlığı imkânlarımızı doğru okumalı ve mevcut potansiyelimizi daha etkili kullanacak çalışmalara ağırlık vermeliyiz” diyerek eksik kaldıkları noktalarda öz eleştiride bulundu.