Konyaaltı sahilinde bir gün…
Herkesin merak ettiği, uğruna ne kavgalar edilen Konyaaltı sahilini ben de görmek istedim.
Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in geçmişte ‘ölüm tehditleri aldım’ dediği,
Birileri tarafından yürüyüşler düzenlenip protesto edildiği,
CHP’li Çetin Osman Budak’ın canlı yayında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ile laf yarışına girdiği,
Halkın ise dört gözle beklediği Konyaaltı sahili…
İnsan merak ediyor, yapılanı gözü ile görmek istiyor.
Projenin nimetlerinden faydalanmak istiyor, ‘işte benim güzel Antalya’mın en keyifli yeri’ diyesi geliyor.
Benimki bir merak, gururlanmak için aranacak bir gerekçe.
Çünkü ne zaman Avrupa’ya gitsem Antalya ile Avrupa şehirleri arasındaki uçurumu görüyordum, Antalya neden bu kadar geri kalmış’ diyordum.
Ancak her geçen gün yapılanlarla Antalya açığı kapatıyor.
Hala gidecek çok yolumuz olmasına rağmen eksikleri kaleme almaya devam ediyoruz.
Amacımız Antalya merkezinin Avrupa şehir standartlarına ulaşması, turisti çeker hale gelmesi.
Konyaaltı sahilimiz yıllar sonra çok keyifli.
Tam bir Avrupai bir görüntü var.
İşte bu manzara hayalimi süslerken…
Aracımdan indim, elimde bebek arabası, içinde benim minik varlığım oğlum ve karşımda Konyaaltı.
Tesislere giderken, hayatında yeni bisiklet yolu görmüş Antalyalı gibi bakıp, harika bir bisiklet yolu olmuş’ dedim.
Hemen yanında bulunan kilometrelerce uzunluğunda koşu yolu da, çağdaş yaşamın, kaliteli projenin ürünü gibi karşımda dururken, elimdekileri bırakıp koşasım geldi.
Etraf cıvıl cıvıl,
İnsanlar eğleniyor, güneşleniyor, voleybol-basketbol oynuyor, paten kayıyor, bisiklete biniyor.
Derken önümden son derece pahalı bir spor arabası geçince, elimdekileri bırakıp arabaya atlayıp piyasa yapasım geldi.
Girdik bir tanıdığın tesisine, günün tadını çıkaralım dedik.
Bir taraftan da dedektif gibi eksik-fazla ne var diye etrafı denetledik.
Gazeteciyiz ya, kaşımadan duramayız.
Biraz deniz muhabbetinden sonra telaşsız şekilde, alıcı gözü ile bakayım projeye dedim.
25 numaranın yanında, Konyaaltı kent meydanının karşısına denk gelen alanda Atatürk’ün Antalya’ya geliş yıllarının arşivleri gözüme ilişti.
20 gün önce de gördüğüm, sosyal medyamdan gururla paylaştığım bu alan çok hoşuma gitmişti.
Keyifle okumaya başladım tarihi.
Ancak o da ne…
Afişlerin çoğu panoların içinde yapıştığı alandan düşmüş, ne okuyabiliyorsun ne fotoğraf çekebiliyorsun.
Aklıma Devrim otomobili projesinde Devlet ve Hükümet Başkanı Orgeneral Cemal Gürsel Paşa'nın "Garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk" sözü geldi.
20 gün önce gördüğüm ve Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne twitter üzerinden ihbarda bulunduğum bu durum düzeltilmemiş, kendi kendime koca sahili yaptık, bir denetimi ve düzeltmeyi yapamadık’ dedim.
Ardından insanlık hali özel tesisin tuvaletine girmek istedim.
Tuvaletin önünde kuyruk…
Aradan 5 dakika geçti çıkan yok.
Tıklat kapıyı cevap veren yok.
Anladık ki tesis yetkilisi arıza var diyerek tek kişilik olan tuvaleti kapatmış, üzerine arızalı diye bir yazı bile yazmamış.
Sonradan öğrendik ki arıza yok, kendinde yetki bulan tesis görevlisi temizlememek için halka eziyet yapmış.
Sahil projesi kaka bir konu ile zihin bulandırmış.
Etrafta wc işareti olan bir yer yok, ‘sora sora Konya bulunur’ misali zorda olsa sahilde wc bulduk. Tüm lavabolar maalesef pislik içinde, tadilat nedeniyle elektrik kabloları bir tarafta, iş güvenliği ve halk sağlığı yerlerde sürünüyor.
Wc sürecinden sonra bu kadar eksik kadı kızında da olur’ dedik, sinemize çektik, amfi alanında yapılan bir robot şovun gösterisine tanıklık ettik.
Sonra gözüme sahilde vatandaşın uçan dronu çarptı.
Özel izin ile uçurulan dronu adam zevk için sahilde uçuruyor.
Yukarıda polis olmasına rağmen nasıl böyle bir manzaraya müdahale edilmez bu da bir başka sıkıntımız.
Dron ile sahilde neyi gözetler, hangi kafa ile hareket edersiniz.
Ama suç sizde değil, sizin gibileri denetlemeyende.
Biraz daha ilerlerken kaldırımda ki beton dubalardan birinin kırıldığını gördüm.
İçime şeytan kaçtı misali bir soru daha geldi aklıma.
Şu kadar paraya projeyi yaptık, şu kadara 8 yıllığına ihale ile verdik, belediye kâr etti’ demişlerdi.
Dalgaları ile meşhur sahilde bu proje en fazla 2 yıl dayanır, sonraki yıllarda ihaleyi alan firma mı sahil tadilatını yapar, belediye yine dünyanın parasını mı harcar?
İşte kilit soru bu!
Yani 8 yıl boyunca sahil tadilatı kime ait?
Ben sorumu sorayım,
Ben projenin güzelliğinden faydalanayım,
Geçte olsa Konyaaltı projesinin başarılı bir proje olduğunu hatırlatayım,
Denetim ve düzenlemeler yapılmadığı sürece eleştiri olacağını da aklınıza sokayım.
Hayta Seyirci kalmamanız dileğiyle.