Bir anneye sorsak, "oğlun şehit olacak sen de cennete gideceksin"...
Annenin vereceği cevap sizce nedir?

Anne cenneti mi düşünür, evladını mı?
Hepimiz eminiz ki... "Oğlum yaşasın, ben cehenneme gitmeye razıyım"  derdi.

Annelik böyle birşey.
13 vatan evladının annesi de aynı cümleyi kurardı.

Bu nedenle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın pandemi yasaklarına rağmen çok eleştirilen İl Genel Kurulunda kurduğu cümleler,  bana çok ama çok garip geldi.

Ne demişti Cumhurbaşkanı Erdoğan şehit annesine, üstelik canlı yayında...
"Böyle bir şeref nasip olmaz ama siz böyle bir şerefi yakaladınız."

Tesellimizin şekli değişmiş,
içeriği değişmiş,
mekanı değişmiş.
Artık teselli kürsüden verilir hale gelmiş, sanki cennet hediye verilmiş.

Zaten cennet, annelerin ayakları altında değil mi.

İnsan içine atıyor...
Nasıl olur da 13 askerimizin tamamı operasyonda şehit düşer, bu ülke nasıl bu kadar bir şey olmamış gibi davranır.

Hele iktidar partisinin genel kurulunda aynı gün şakalar, gülüşmeler, tezahüratlar havalarda uçuşur.

Evet, bizler için hayat devam ediyor...
Şehit aileleri için hayatın durduğu günler başladı ve geçmek bilmiyor.

Bu kadar garipliğin arasında muhalefet yapılan operasyonun başarısız olduğunu savunurken, iktidar ise HDP'ye yükleniyor.

MHP, Alaattin Çakıcı için kamuoyu önünde gösterdiği hapishaneden çıkarma gayretini, "kaçırılan 13 askerimiz için göstermedi" suçlaması ile yüreklerde yargılanıyor.

Yıllardır kaçırılan askerlerimiz ile ilgili sorular raflarda tozlanırken, acı haber ülkemizde yas ilan edilmesi gereken bir gerçek iken, görünen o ki şehitlerin tabutundan tutan ya kendine, ya da partisine bir şeyler çıkarmaya çalışıyor.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise terörist Murat Karayılan'ı parçalara bölme vaadi verirken, ne zaman böleceğini ise söylemiyor.

10 yıl sonramı sayın Soylu?
5 yıl sonra mı sayın Soylu?
Ne zaman yakalanacak bu terörist?
Yoksa kürsüde sürekli kükreme malzemesi mi olacak.

Şehit anaları sizden belirsiz bir vaat değil, süreli bir icraat bekliyor.

Yine yeni şehitler değil, teröristi parmaklıklar ardında görmek istiyor.

Millet HDP'ye söylediğiniz laflafla oyalanmayı değil, terörün kökünün kazındığını izlemek için sabırsızlanıyor.

Öte yandan mecliste operasyonun nasıl olduğu, zorluklarının ne olduğu anlatılıyor.
Ama 5 yıldır askerlerimizin kurtarılması için hangi yöntemler denendi de, en son operasyona mecbur kalındı buna hiç değinilmiyor.

Sorular insanın zihninde çığ gibi büyüyor.
Askerlerimizi onların elinden kurtaracak her hamle yapıldı mı?

Müttefikler devreye sokuldu mu?

Her türlü takas veya tehdit hamlesi düşünüldü mü?

Onlara, askerlerimizi vermeye mecbur kılacak köşe sıkıştırmalar yapıldı mı?

İnsan bunları bilmek istiyor.
Zira 13 şehidi kurtarmak için yapılan bir operasyonun başarısı, sadece öldürülen teröristlerle sınırlı kalıyor.

Hayata Seyirci kalmamamız dileğiyle.