Çağımızın vebası, trafikte şoför koltuğunda bulunan herkesin kendini haklı görme sorunu…
Araba kullanan herhangi birinin yanında bulunduğunuzda bunu net olarak göreceksiniz ki, diğer araç kullanıcıları, yayalar, tabelalar, trafik ışıkları, trafik polisleri, kediler, köpekler, ağaç dalları herkes/her şey hatalı.

Şoför koltuğunda bulunan insan genellikle;
Yollar hatalı yapılmış,
virajlar "böyle olur mu yahu!”
Öndeki araç yavaş gidiyor!
Arkadaki hızlı geliyor!
Yanlış solladı!
Aniden durdu!
Bunlar adama kaza yaptırır! Şeklinde yakınmalarla kendisini dünyadaki en muhteşem şoför olarak nitelendirerek; ufacık toz kondurmadan aracını kullanmaya devam eder…

Oysa herkes kendi hatasını görebilecek özeleştiri kısmına geçse, şurada da ben hata yaptım diyebilse kendisi de trafikteki herkes de daha sakin olabilecek…

Biz millet olarak yalnızca trafikte değil her konuda haklı hissetme zorunluluğu zaten duyuyoruz. Hepimizin belli kalıpları var ve kendi kalıplarımız içinde her konuda haklı çıkabilecek bir nokta bulabiliyoruz maalesef…

Trafikte ise uzun gözlemlerime dayanarak söylüyorum bunu herkes haklı.
Herkes nasıl haklı olur bu kadar?
O kadar haklılar ki ben hayatımda bu kadar haklı insan topluluğunu bir arada görmemiş olabilirim…

Kendi hatasını bile, ani dönüşlerini bile “O DA ÖNÜNE BAKSIN!” şeklinde haklılığına yoran şoför koltuğu sahipleri birazcık sakin olalım mı?

Sinyal vermeden direksiyon kıran haklılar, o sinyal koluna aracı alırken para verdiniz hatırlatayım… Olası bir kazada yine haklı olmak için elinizden geleni yapacaksınız tamam! En haklı sizsiniz tamam! Olmanız gereken empati sahibi, anlayışlı ve sakin olmak ama…

Acelenizin olduğunu diğer şoför koltuğundaki “haklı” maalesef bilemez, kendi şeridinde hız limitini aşmadan giden öteki “haklı” anlayamaz, önüne kırdığın dalgın “haklı” asla göremez!

Kırmızı ışıkta telefon ile uğraşman bittiğinde sarı ışığı yakaladıysan hemen üzerine öndeki araçtaki “haklı” şoföre korna ile içinden geçenleri hissettirip “TELEFONLA UĞRAŞACAĞINA IŞIĞA BAK!” Diye bağırman seni belki haklı ama kesinlikle gergin yapacak. Araç kullananların %80’inin aynı kural dışı hareketleri yapıp kendi aykırılıklarını görmeyerek diğerine agrasifleşmesi çok ilginç değil mi?

Bizler gözümüzün önündeki bu manzaraya tamamen gözlerimiz kapalı bakıyoruz.
Ezbere bildiğimiz her kuralı sanki bulunduğumuz aracın dışındakiler için varmış gibi görüyoruz. Bizim haklılığımız o kadar yüksek ki diğer herkes bir o kadar haksız diyebiliyoruz…

Peki düşünelim “Neden?”

Kendimizi yetersiz hissettiğimiz için olabilir mi?
Araç içerisindeyken, diğer araç kullananlara ne söylesek duyamayacakları için rahat rahat her şeyi, her tonda ve her tavırda aktarabildiğimiz için mi?
Araç, kullananı için tamamen hakimiyet demek.
Bilinçaltında “bu aracın kralı benim” fikri olabilir mi?
Dışarıda herhangi bir alanda, sosyal ortamlarda bastırılmış hislerimizi açığa çıkaramıyoruz, yeterince haklı olamıyoruz. Kendi dilimizde kendimizi doğru ve yeterli ifade edemiyoruz. Bu yüzden şoför koltuğuna geçtiğimizde hepimiz çok haklıyız, çünkü çok rahatız! Kendimizi ifade etmek için derin anlamları bulunan kelimelere ihtiyacımız yok, çocukluktan itibaren her yerde duyduğumuz argo kelimeler işimizi görüyor. Lakin her zaman haklı olmak yetmiyor, haklı olmak mutlu olmaya yetmiyor. Küçük 3 5 saniyelik ego tatminleri yeterli olmuyor.

Tüm “Şoför Koltuğu Haklıları’na” sesleniyorum!
Lütfen önceliğiniz haklı olmak değil, sakin olmak olsun…
Sonu ölümle biten kazalarda haklı olmak size hiçbir şey kazandırmayacak…
Herkes hata yapar, kendi kimliğini bulmak ve kendine değer katmak haksız olduğunu kabullenerek olur. Duyarlı ve empati sahibi olabilmek için haklılığı biraz öteleyip olayı algılamayı ön plana almak gerekir.

Unutmayın!
İdeal olan, insanın hata yapabilen bir tarafının da olduğunun kabul edilmesi ve karşıdaki insanın yüzde yüz haksız olamayabileceğinin öngörülmesidir.

Haklılık çoğu zaman huzursuzluk ve mutsuzluk getirir.
Bu yüzden herkese mutlu günler diliyorum :)